geriye kalan bir ton soru işaretini başlatan soru. ve son olarak ismail güneş'in olay yerinden 400-500 metre ileride bulunması. yerinden kıpırdayamayacak kadar kötüydü ya durumu. ayağı kırıktı, sıkışmıştı? 112 görevlisine öyle demişti.
ismail güneş duyduğumuz son cümlesinden sonra neler yaşadı kimse bilmiyor. şarjı bitti diyelim; 400-500 metre kırık ayakla ilerleyene kadar yanında yatanlardan birinin cep telefonunu kullanmak neden aklına gelmiyor ismail güneş'in?
son bir hamleyle sıkıştığı yerden çıkmışsa, neden cep telefonlarına doğru yönelmiyor?
hiçbir zaman aklımdan çıkmayacak olan, günlerdir gece gündüz kulaklarımda çınlayan sesin sahibinin şu "basit" cümlesi. "bu arkadaş kim ya?"