aynı zamanda rahat bırakılmayan, cahilleştirilen, canileştirilen, kafayı yediren ülke...
ya da benim algı yollarım tıkalı, anlayamıyorum...
ama kafayı sıyırmak üzereyim!
yahu hiç mi iyi bir insan çıkıp gelmez!
bak şimdi hafız;
bir hükümet düşün ki;
- emeklilik yaşını 60'a çıkarmış (65 diye biliyordum sonra baktım 60'a çekmişler sanırım) ve 9000 iş günü sigortalı olmak gerekiyor. yani, 9000/365 = 25 yıl. yani yaklaşık olarak. 25 yaşında çalışmaya başladığını düşün ve 50 yaşında da prim gününü dolduruyorsun... peki 50 yaşımdan sonra, maaşım artmış olacak, yaşlanmış olacağım iş yeri neden daha genç birisini işe almasın hem de daha ucuza çalıştırabileceği birini.. peki ben 10 sene ne yapacağım? allah nasip eder de çoluk çocuk olursa, o yaşlarda üniversiteye gidecek, o masrafaların altından nasıl kalkacağım? ya da sistemi ben mi yanlış anlıyorum?
- yahu herkesin davulla zurnayla gittiği askere, başbakanın oğlu neden çürük raporu alıyor da gitmiyor? maliye bakanının çocukları nasıl akıl ediyorlar da bunlar mısır ithal ettikten birkaç gün sonra vergisi artıyor? başbakanın oğullarına, damadına allah nasıl bir anda yürü ya kulum diyor! ulan biz de bitireceğiz üniversiteyi, bırak gemiyi gemiciği sandal alacak paramız yok!
- özelleştirme diyorlar... dünyada kâr eden birkaç telekomdan olan türk telekomu yıllık kârının birkaç katına satıyorlar! allah korusun yarın öbür gün savaş çıksa; adam kullandırmıyorum ulan dese; ne halt edeceğiz çok merak ediyorum. özel maddeleri tabi ki vardır o satışın ama savaş anında kim sallar?
- modern ülkelerde demokrasi böyle diyorlar, cumhurbaşkanını halk seçsin diyorlar. eyvallah, sözümüz yok! iyi de; o modern dediğiniz ülkelerde; bir bakanın, bir milletvekilinin hakkında yolsuzluk söylentisi çıktığı anda adam gururuna yediremiyor, istifa ediyor! bak kanıtlanmasına bile gerek kalmıyor, söylentide basıyor istifayı!
- vatandaşa saygı yok! ananı da al git ne demek yahu? o analar ki; bu vatana bu millete nice evlatlar yetiştirdi! nasıl bir cürettir ki; bir insana, her şeyi olan ülkesini terk et dersin! ama teröristler pankart açar, slogan atar, onlara barış, huzur dersin! nasıl bir ikilemdir bu? nasıl bir anlayıştır?
- yerel seçim olur... bundan daha iyisi için oy istemiyorlar; daha kötü olmaması için...
- sağlıkta reform diyorlar; özel hastanelerde muayene olabileceksiniz diyorlar, eyvallah! ama şöyle bir ayrıntı var; ilimizin bir tanesinde, normalde ayda 2 bilemedin 3 anjiyo operasyonu olurken; bu kanundan sonra haftada belki de 4-5 anjiyo operasyonu oluyor! ve öğrendiğim kadarıyla bir anjiyonun devlete maliyeti 846 lira. son zamanlarda çevremde artan özel hastanelere anlam verebildim sonunda... hastanelerin sahiplerini biraz araştırmanız da yeterli olacaktır sanırım...
-.......
bir muhalefet düşün ki;
- sürekli hükümeti eleştirsin, hiçbir şey yapmasın! koltuk sevdasına yıllardır aynı söylemleri söylesin... açılımlar yapsın...
- çok daha önceden attığı imzaları görmezden gelip, şimdiki hükümeti eleştirsin. aynada kendisine bakmadan...
- hükümetin oy kaybetmesini gerektiren onca şey varken, aldığı oyları 1-2 puan arttırınca bunu seçim başarısı olarak saysın...
- sırf muhalefet olmak için her şeye muhalefet olsun, onu da eline yüzüne bulaştırsın...
-.....
bir medya düşün ki;
- sabahtan akşama kadar evlendirme programları olsun, akşamları yarışma programları...
- kurmaca hikayelerle beynini doldursun...
- her akşama bir dizi koyarak; sana asla ulaşamayacağın hayatları özendirerek izletsin...
- en büyük özelliklerimizden olan aile anlayışının bu programlarla içine etsin. (liseli kızların hamile kalması, ensest ilişkiler, lisedeyken daha 30 yaşındaki insan gibi hareket edenler)(gerçek hayatta da oluyor bunlar eyvallah ama çok normalmiş gibi gözümüze gözümüze sokuluyor, sorun bu.)
- hiçbiri yansız yayın yapmasın! ya hükümeti ya da muhalefeti eleştirsin... ama hiç ikisinin de iyi-kötü yanlarını göstermesin. hep tek taraflı çalışsın!
bir halk düşün ki;
- kime güveneceğini şaşırmış. eğitim dediğin şeyi; üniversite okuyup okumamakla kıyaslıyor!
- ahlak değerleri her geçen gün kayboluyor! olmaması gereken şeyleri, normalmiş gibi görüyor! birisi hakkını çalınca ' başkası olsaydı başta, o da çalardı' diyerek avutuyor kendini, belli uyuşturulmuş! birilerinin çalacağı benimsetilmiş ona...
- işsiz kalıyor ama yine de sesini çıkar(a)mıyor! takdir-i ilahi diyor! hakkını arayamıyor!
- kahvehanede ülke kurtarıyor ya da sözlüklerde! siyaseti de futbolu da en iyi kendisinin bildiğini sanıyor! zaten en çok sevdiğimiz şeydir konuşmak, başkalarının bizi dinlemesi... bir takım, bir de parti belirliyor; gözleri kararıyor sonra... bak annesine küfür etsen sesi çıkmaz (ettiler, sesi çıkmıyor çoğunun) ama takımına, partisine laf söyle; kaçmaya başla!
- sürekli bölünmeye, parçalanmaya çalışılmış... sağ-sol, alevi-sunni, türk-kürt... ve hep de birilerine yazık olmuş bu kışkırtmalarda...
- namaz kılanlar kılmayanlara, kılmayanlar da kılanlara nefret duyuyor! ulan aynı mahallenin çocuğusunuz, beraber büyüdünüz diyen yok! etraftakiler de; zaten yobazdı, zaten dinsiz imansızdı diye tempo tutuyor!
- hep uyutulmuş hala da uyutuluyor...
hala; ben iyiyim o kötü diye uğraşıyorlar! yahu yeter artık, oyna(t)mayın ülkemle... ya da çıkın adam gibi söyleyin; ''kardeşim biz yönetmiyoruz bu ülkeyi; böyle söylüyorlar biz de yapıyoruz '' deyin, vallahi rahat uyuyacağım, tamam böyleymiş diyeceğim...
ama oynamayın yahu! salak yerine koymayın insanları...