herhalde en son seksenlerin çocuklarının topluca yaşadığı üzüntüdür. o zamanlarda kalan mahalle kültürünün bir parçası da mahallenin köpekleri idi. dikkat edin sokak köpekleri değil mahallenin köpekleri.
bu hayvancağızlar küçüğünden büyüğüne istisnasız tüm mahalle sakinlerinin sahiplendiği köpeklerdi. yazılı olmayan ama herkesin bir şekilde bildiği mahalle kurallarına göre her ev tarafından sıra ile beslenirdi. o zamanlar azımsanmayacak kadar çok olan arsalarda mahallenin çocukları bu köpeklerle oynardı.
ve çocukluklarının belki de ilk büyük ve ortak acısı bu köpeklerini kaybetmeleri ile yaşanırdı. o zamanlar köpek ölümleri de bugünkü gibi belediyenin katliamları şeklinde değil daha çok bir araba kazası gibi sebeplerle olurdu. çocuklar ve hatta büyükler kaybettikleri köpeklerinin başında beraberce yas tutar, yine bugünküler gibi hayvanların cansız bedeni çöpe atılmaz, neredeyse merasimle gömülürdü.