okay karacan'ın kablolu yayını suçlamasına rağmen digiturk'ten de izlenemeyen yarıştı. sanırım trt yetkilileri kabloluyu ya da digiturk'ü suçlayacaklarına yayına neden şifre verdikleri, bu yarışın sezonun ilk yarışı olması dolayısıyla ne kadar önemli olduğu ve eğer şifreyi girmezlerse trt olarak sabah sabah ne kadar çok küfür yiyecekleri konusunda ilgililere gerekli açıklamayı yapmış olsalar çok daha iyi olurdu. digiturk'e telefon açıp da "hacı biz pazar sabahı saat 9'da ve sadece bir buçuk saatliğine şifreli yayın yapacağız, al şifre de bu" dedilerse, adamlar da "pazar sabah 9'da, üstelik bir gece önce milli maç 1'de bitmişken, kim niye trt'yi izlesin" diye düşünmekte ve şifre olayını sallamamakta haklılar. okay karacan ve serhan acar harikalar ama trt'nin formula 1 yayıncılığıyla ilgili problem işte bu kadar derinde yatıyor.
yarışa gelince, rtl'den izlemek zorunda kaldığım için pek tat alamadığım bir ilk yarış oldu. almanca bilmediğim için yorumlardan hiçbir şey anlamadım. (tek anladığım vettel-kubica kazasının ardından yorumcunun vettel'e "idiot" demesi oldu, ki vettel de söz konusu kanal da alman.) pazar sabahı bunun için mi kalktım diye düşünürken trt'nin şifreli yayını yarışla birlikte sona erdi ve kamera button-barrichello-brawn üçlüsünün mutlulukla kenetlenmiş halini gösterirken serhan acar'ın yaptığı yorumlara gülümsediğimi farkettim. ne olursa olsun serhan acar ve okay karacan'ın varlığı insanı yatıştırmaya yetiyor.
bunların dışında eğer sezon böyle gidecekse button ve vettel'i de şampiyonluk yarışında göreceğiz demektir. 2 sezon boyunca raikkonen, massa, hamilton'ın şampiyonluk mücadelesini izlemek güzeldi. ama artık sıkmaya başlamıştı. 2009 avustralya gp ile umarım gerçekten de formula 1'de yeni bir dönem başlamıştır.