taşınan başlığa değil bu başlığa yazılması gerektiğini düşünmekteyim, tarihiyle birlikte anılmalıdır bugün ki belki tarih çağrışımıyla hatırlatır kendini vefasız seyircilere tiyatrolarımız...
Bu Sene "2009 Dünya Tiyatro Günü Bildirisi" Augusto Boal tarafından kaleme alındı;
2009 DÜNYA TiYATROLAR GÜNÜ MESAJI
Tüm insan toplulukları günlük yaşamlarında seyirliktir; ve özel anlarda seyirlik olanı üretirler. Onlar, sosyal örgütlenmeler olarak seyredilmeye değerdir; ve görmeğe geldiğinizinki gibi seyirlik olanı üretirler.
Birileri farkında olmasa bile, insan ilişkileri teatral biçimde inşa edilir. Uzamın kullanımı, beden dili, kelimelerin seçimi, sesin değişimi, fikirler ve tutkuların yüzleşmesi, sahnede gösterdiğimiz her şeyi bizler kendi hayatlarımızda yaşarız. Biz tiyatroyuz!
Düğünler ve cenazeler seyirliktir ancak bu nedenle ve aynı zamanda, bilincinde olmadığımız sıradan ritüellerdir. Debdebe ve sıradanlık durumları, lakin aynı zamanda sabah kahveleri, alınan verilen selam, kara sevda ve tutku fırtınaları, parlamentonun bir oturumu veya diplomatik bir toplantı, hepsi tiyatrodur.
Sanatımızın asal işlevlerinden biri insanları, oyuncuların kendi seyircilerinin olduğu günlük yaşamın seyirliğine sahnenin ve tezgâhın rastlaştığı gösterimlere duyarlılaştırmaktır. Bizler, hepimiz sanatçıyız. Tiyatro yaparak, aşikâr olanı, ancak genellikle göremediğimizi, görmeyi öğreniyoruz, çünkü bizler ona bakmaya alışkınız. Bize aşina gelen görünmez olur: tiyatro yapmak günlük yaşamın sahnesini aydınlatır.
Geçen Eylül, teatral bir açığa vurmayla şaşkına döndük: kesinlikle var olan ancak bizden uzakta ve yabanıl yerlerdeki savaşlara, soykırıma, katliama ve işkenceye rağmen güvenli bir dünyada yaşadığımızı düşünen bizler. Saygın bankalarda yatırıma dönüştürülmüş veya borsadaki dürüst simsarların yönetimindeki paramızla güvende yaşayan bizlere bu paranın var olmadığı, sanal olduğu, hiç de uydurma olmayan ve ne güvenilir ne de saygın olmayan bazı ekonomistlere göre uydurma icatlar olduğu söylendi. Her şey kötü bir tiyatroydu, birkaç kişinin kazandığı ve çoğu insanın her şeyini yitirdiği karanlık bir olay örgüsüydü. Zengin ülkelerin bazı politikacıları, sihirli çözümler buldukları gizli oturumlar düzenledi. Ve bizler, kararların kurbanları, balkonun son sırasındaki seyirciler olmayı sürdürdük.
Yirmi yıl önce, Rio de Jeneiro'da Racine'nin Fedra'sını sahneledim. Dekor yoksuldu: yerde inek postları, etrafta bambular. Her temsilden önce oyuncularıma şöyle derdim: Gün be gün yarattığımız kurmaca bitti. Şu bambuları geçince, hiçbirinizin yalan söyleme hakkı yok. Tiyatro Gizli Gerçektir.
Görünümün ötesine baktığımızda, tüm toplumlarda, etnik gruplarda, cinsiyette, sosyal sınıfta ve kastta ezen ve ezilen insanları görürüz. Başka bir dünya yaratmak zorundayız, çünkü bunun olası olduğunu biliyoruz. Ancak bu diğer dünyayı sahnede oynayarak ve kendi yaşamımızda ellerimizle inşa etmek bize bağlı.
Başlamak üzere olan seyirliklere ve eve döndüğünüzde, arkadaşlarınızla kendi oyunlarınızı oynayın ve asla göremediğinize bakın: o aleni olandır. Tiyatro sadece bir etkinlik değildir, bir yaşam biçimidir!
Bizler hepimiz oyuncuyuz: vatandaş olmak toplumda yaşamak değildir, onu değiştirmektir.
Augusto Boal
ingilizce'den çeviren: Adnan Çevik, ÇOMÜ Sahne ve Görüntü Sanatları Bölümü kaynak:tiyatronline.com