zor iş be abi. eşek derisi gibi surat ister mangal gibi de yürek.
üniversiteye yeni başlamışken bir abimiz bizi kenara çekip şöyle demişti: "bu milletin milliyetçisi olunmaz."
kafadan katilsindir. durduk yere, ortada hiç bir sebep yokken, zevk için adam öldürebilecek potansiyel bir manyaksındır. o yıllarda portakalda vitamin bile olmuş olsan bahçelievler katliamında!!! parmağın vardır. adın sivas katliamıyla, maraş katliamıyla hatta amerikanın incirliğe yerleşmesiyle bir anılır.
bu milletin içinden çıkan itini, kopuğunu, sapığını, katilini, müfterisini, kalleşini helalinin alnındaki kara leke gibi görürsün. için içini yer ama helalin o lekeyi değil silmek gizlemek için bile kılını kımıldatmaz.
ailenden ayrı kalırsın, rahatını terk edersin, damlara tıkılırsın, dünyaya çilehane gözüyle bakar eyvallah edersin. hor görülürsün. ama hasan amca için, ayşe teyze için doğmamış bebeler için dilini ısırıp kanını içine akıtırsın.
sonra bir gün kaza geçirirsin. hani o memleketimin direği dediğin, sevdanı haykırdığın, kullardan uzaklaşıp mevla'na yaklaştığın yurdun dağlarında kimse bulamaz izini. lakin daha şehadet haberin gelmeden çakallar başlarlar ulumaya. ne gözü yaşlı ananın, ne umudu pamuk ipliğine bağlı eşinin ne de iyi haberinden gayrı bir seçeneği düşünmeyen çocuklarının acısına saygı duyarlar.
ah be muhsin abi. senin yüreğin kimler için yanmış. nasıl bıraktın bizi böyle tarifsiz acılara.
eğer hala oradaysan muhsin abi. gelme buraya. inme bu insan müsveddelerinin içine. senin yüreğin fazla bunlar için. emin ol ki o dağ, o tipi senin kıymetini bu soysuz köpeklerden daha iyi bilir. bizim bu acıdan payımıza düşen de bu köpeklerle aynı havayı solumak olsun.