yıllar yılı habercilik anlayışı ile türkiye nin çözümsüz problemlerine el atmış, siyasilerin başına çok bela olmuş bir habercinin, bir gün başına mutlaka gelmesi olası bir olay sonucunda verdiği haklı tepkidir.
olayın içeriğine girmeden önce, uğur dündar ın anlattığı diğer olaya değinmek istiyorum ki, burda uğur dündar resmen tansu çiller in de ipliğini pazara vermiş oldu. bu diğer olay da şuydu;
yıllar evvel, özer uçuran çiller in yaptığı yolsuzlukları araştırıp, taa amerikalara dayanan bir çalışma ile bu ailenin ipliğini pazara veren uğur dündar ın kellesinin uçurulması için çillerin verdiği ölüm emri.
evet arkadaşlar. böyle bir ülkede yaşıyoruz. laf arasında sıkışmış kalmış olan bu olay, türkiye nin gerçeğidir. başbakanlık vasfını kullanan bu kadın da türkiye nin gelmiş geçmiş yüzkaralarından biridir.
bu arada çiller, dündar ın öldürülmesi için, devletin kirli işlerini üstlenmiş kişi abdullah çatlı yı görevlendiriyor ancak çatlı; "uğur dündar çok mert, doğru - dürüst bir adam" diyor ve öldürmekten cayıyor. bu olayı da yıllar sonra bir mit müsteşarı uğur dündar a açıklıyor.
gelelim asıl olayımıza;
uğur dündar ın eşi yani yasemin baradan ın yut dışına hatta brezilya ya sık sık gitmesi (ne varsa bunda) ve uğur dündar ın ekranda -diğer- diye adlandırdığı bazı olaylar. ve savcının bu iddiaların altına imzayı basması. araştırma yapmadan bir nevi yargısız infaz yapması. tabi bu iddiaların da yılışık gülüşlü melih gökçek le alakalı haberlerin ortaya çıkmasından sonraya tekabül etmesi.
uğur dündar a kızanlar ya da hala akp diye inat edenler kendilerini bir dakikalığına bu sinirden deliye dönmüş adamın yerine koysunlar.
sırf siyasi rant için, başlarını kapattırdıkları karılarına ya da kızlarına veyahut da analarına böylesi çirkin ithamlar yapılsa, iftiralar atılsa ne hissederler?
bu gece uğur dündar ı izlerken, bu koskoca adamın sesi titrerken onu bir an babamın yerine koydum. kendi annemi düşündüm. o an bile içim yandı. yıllarca şerefi ve namusla yaşamış bir insanın (geçek bir insanın) sırf yolsuzları ve yolsuzlukları deşifre ettiği için başına bunların gelmesi gerçekten çok acı.
bir uğur dündar, bir emin çölaşan.. bu tür aydın insanlar bir elin parmakları kadar az türkiye de. neden karalanıyorlar, neden rencide ediliyorlar. hiç mi vicdanınız yok? yetti artık bu sahtekarlığınız, dolandırıcılığınız, hukuku ve yargıyı ayaklar altına almanız..