akmerkez

entry51 galeri
    26.
  1. samimiyetsizliği, soğukluğu yüzünden içimi boğan mekan. buradaki insanlarda garip bir kasıntı, aşırı bi burnundan kıl aldırmazlık sezilir ve açıkçası insan onlardan etkilenip rahat davranamaz. aslında hiç bi gözle görülür gariplik yoktur da mekanda, belki bioenerji, belki de önyargılar yüzünden insanı sıkar, soyutlar, yalnız kılar. ortaokul çocuklarının bile kahkahalarla şakalaştıkları görülmez bu yerde, değişik "ben elitim" tripleri, eller montun cebinde, yürüyüşte bir kasıntı, bakışlar karşıya doğrulmuş... ben biliyorum, ben güçlüyüm havası o daha yeni yeni ergen olmuş çocuklarda bile.

    ben en çok bu çocuklara bozulurum işte. yetişkinler zaten yapmıştır yapacaklarını, paralarını kazanmış, ailelerini kurmuş, hayata karşı duruşlarını belli etmişlerdir, zaten orada en rahat insanlar, en çok eğleniyor gibi görünenler de göbekli, saçları ağarmaya başlamış amcamlardır. kadınlardan söz etmeyeceğim bile, onlar zaten belli. hepsi değil belki ama tiki tayfası hakkında yorum yapmaya bile değmez. liselileri veya üniversiteleri ele alsak, onların da kasılmaya, büyük insan triplerine girmeye hakkı yoktur belki ama onlar büyümüştür artık, belki de içlerinden gelmiyordur eğlenmek, coşmak, dertleri vardır belki de, aşıktırlar, o yüzden takmam kafaya onları da . ya peki o ortaokul çocukları? dedim ya; gereksiz, anlamsız bir kasıntı hepsinde. eğlendiklerini sanarlar en üst katta oturup kasıntılarının el verdiği ölçüde gülüp yemek yiyerek, büyüdüklerini düşünürler belki. ve bu yüzden eğlenmeyi, adam akıllı eğlenmeyi asla öğrenemezler, para harcamayı eğlenmek zannederler. bu nedenle gitmem pek akmerkeze, geçen gün arkadaşlarımla gitmek zorunda kaldım, daha ilk koridorda göğüsleri bile belli olmayan ama şimdiden zengin taş kız triplerine girmiş kızlar, küçük dağları yarattım havasında tüysüz veletler. belki dedim oyuncakçıların önünde vardır bir kaç çocuk, tüm umutlarım boşunaymış, gidince anladım.

    oyuncakçı da bile çocuk olamayan bebelerden ne beklenir ki, bu çocuklar hayatı daha 10. senelerinde ıskalamaya başlamışlar. içimden eğlendirmek geldi hepsini, ortaya bi su şişesi atıp top oynamaya başlamak geldi, belki onlar da katılırlar da eğlenmenin paradan bağımsız olduğunu anlarlar diye düşündüm, o anda içlerinden birinin gözlerine kaydı gözlerim, çocuklara has ışıltıdan bir parça görebilseydim orada yapacaktım da söylediklerimi ya, o cebinden milyarlık cep telefonunu çıkardı, babamın gözlerinden daha donuk gözlerle bi numara aradı, buldu, aradı, ve annesine söyledi 150 dolara bilmemne bulduğunu, alacağını. o an anladım ne büyük aptallık yaptığımı, ne boş hayaller kurduğumu, en yakın kapıdan terk ettik mekanı. eğlenmeyi sadece para harcamaktan ibaret sanmayan insanların bulunduğu yerlere gittik, deliler gibi eğlendik.
    2 ...