etimolojik olarak incelemek gerekirse hak sözcüğünden türemiş, arapça haklar manasına gelen bir kelime.
ancak hukukun terminolojik olarak incelenmesi gerektiği kanısındayım.
o zaman bir hukuk tanımı yaparak işe başlanmalı:
adalete yönelmiş toplumsal yaşama düzenidir..
hukukun yapılabilecek en doğru tanımı bu belki de..
bu tanımın doğruluğunu sağlayan faktörlere tek tek baktığımızda şunlar karşımıza çıkıyor ki bizi bu doğrultuda bir tanım yapmaya yönlendiriyor..
hukuk asgari anlamda (gbkz: adaleti) sağlamayı amaçlar.. elbet hiç bir adalet çeşidinde tam adil olunamaz. hukuk, asgari adaleti sağlayarak haksızlıkları ortadan kaldırmayı amaçlar.
ikinci bir husus hukukun toplum yaşamını ilgilendirdiğidir. suçlar ve hukuka aykırılıklar toplumsal yaşamda ortaya çıkar şüphesiz..
bir insan; tek başına yaşasa, sosyal bir yapının parrçası olmasa hukuka ihtiyaç duyar mıydı?
sorunun cevabının hayır yönünde olacağı açık zannımca..
bu tanımımızı meşru kılan son bir faktör ise hukuk kurallarının uygulanabilmesi için bir güce ihtiyaç duyulmakta. bu güç de genelde toplum düzenini sağlayan devlet tarafından kullanılmaktadır. bizler hukuk kavramını tanımlarken eğer bu tanımda (gbkz: devlet) terimine yer verirsek devlet olmayan siyasi iktidarları da dışlamış oluruz.
o sebepten bizim tanımımızda yer vermemiz gereken sözcük düzen olmalı..
adalet, toplumsal yaşam ve düzen kavramlarını birleştirdiğimizde de hukukun tanımının ilk cümlede belirttiğim gibi yapılabileceğini görüyoruz pek ala..
hani bizde hukuk yok diyoruz ya; haklarının bilincinde bir halk olduğumuzda ve adaleti bir parça daha gözlediğimizde hukukun varlığından söz edebileceğiz.. bu da bizi tam anlamıyla bir toplum kılacaktır..