genelkurmay başkanlığı

entry97 galeri
    27.
  1. 12 eylül'den sonra hiçbir güvenirliğinin kalmamasına rağmen basın yayın organlarının görevi kötüye kullanması sonucu yine istediği gibi at koşturmuş, jitem'in kurucularının cenazelerine tam kadro katılan, ergenekon terör örgütü'nün zirvesinde yer alan isimleri bünyesinde beslediği iyice ortaya çıktıktan sonra "sende mi brütüs" dedirtmiş, devlet memuru olmasına rağmen devlet gibi davranan kurum.

    (bkz: baskın oran)ın Yasalar Genelkurmay’a da uygulanırsa başlıklı yazısından bir alıntı.

    657 s. ve 14.07.1965 tarihli Devlet Memurları Kanunu. Md. 125, "Kınama cezası gerektiren fiil ve haller" arasında şunu da saymakta: "Yetkili olmadığı halde basına, haber ajanslarına ve radyo ve televizyon kurumlarına bilgi veya demeç vermek."

    Yani, devlet memurlarına demeç yasağı var. Bu madde örneğin KESK üyesi memurlara durmadan uygulanmakta. Üstelik sadece memur sorunlarıyla ilgili olarak demeç verdiklerinde. Askerler de devlet memuru olduğuna göre onlara da uygulanacak.

    Kaldı ki, Atatürk siyasetin "okula, camiye, kışlaya" sokulmamasını emretmişti ve yalnızca asker kişiler için çıkarılmış bir yasa daha var: 1632 s. ve 22.05.1930 tarihli Askerî Ceza Kanunu. Md. 148 'Siyasi Faaliyetlerde Bulunanlar' başlığını taşıyor ve kınama cezasıyla da yetinmiyor: "Askerî şahıslardan: Siyasi amaçla nutuk söyleyen, demeç veren, yazı yazan veya telkinde bulunanlar"a 1 aydan 5 yıla kadar hapis cezası öngörüyor.

    Tuğg. Gürak sadece askerleri ilgilendiren bir konuda konuşmuyor. TBMM çatısı altında yapılan siyasi bir konuşma üzerine konuşuyor. Bu "siyasi demeç vermek" değil de nedir? Bir demeç daha nasıl "siyasi" olabilir?
    1 ...