hayatın ne kadar ibne olduğunun anlaşıldığı anlar

entry572 galeri video2
    123.
  1. 'Hadi oğlum dışarı gelsene daha gazoz kapağı topluyacağız. 'dediler. 'dur olum şu bölümü de geçeyim prensesi kurtarıp geliyorum. Biraz takılın siz' dedim. anneme işim olduğu ve dışarı çıkacağımı söyledim. Terlik eşliğinde uğurladı beni. çıktım dışarı topladım elemanları. önceliğimiz kaldırım kenarları ve kıraathane önleriydi. Asıl ganimetlerin bulunduğu bakkallar ve civarına sonra geçecektik. 3 mahalle sonra herkeste bir açıkmışlık belirmişti. Yüksek duvarlarla çevrili, içinde 'cadı kulübesi' buluna hacının bahçesi belirmişti. Koşar adımlarla oraya doğru yol aldık. Bir kişi dışında kimsede heyecandan eser yoktu. Rıza acemiydi daha önce meyve soygunu gerçekleştirmemişti. Ona pek de tehlikesi olmayan nöbet görevini vermiştik. Ben ve murat ağaca tırmandık. Rıfat da cebimize sığmayan erikleri topluyordu. Sonra ağaçta dalların sallandığını fark ettim. 'Selam gençler ses yapmayın sakın ha' dedi, 'selam meslektaş' dedim, başladık erikleri toplamaya. 2 dakika gibi kısa sürede ön ve göt ceplerimi doldurmuştum. Birden rıza'dan sesi geldi uzaklardan 'hacı geliyor hacı geliyor' diye. Apar topar ağaçtan indik. Ben, murat, hırsız abi ve rıza kaldık bahçede. rıfat tüymüştü. Böylece ilk satışımı yemiş oldum. Akabinde hacı , bahçe kapısında belirdi. Tabiî ki elinde hortumla. üstümüze gelmeye başladı. Bahçe duvarları, atlayamayacağımız kadar yüksekti. O da yetmezmiş gibi duvarın harcına cam parçaları karıştırmışlardı. yani tek kurtuluş bahçe kapısıydı. bizden büyük olan meslektaş abi boyu uzun olduğundan duvarı aşıp özgürlüğüne doğru koştu. ben ve murat cadı evinin arkasından dolaşıp 3.5 cm le hortumu atlatıp kapıdan kaçmayı başardık. Ve en sonunda dışarıda nefes nefese ve el ele kaldık .o hengamede murat elimi tutmuştu.sonradan fark ettim. rıza mı? 13 senedir benim için bir muamma olarak kaldı.

    Rıfat ı bulup gazoz kapağı aramaya devam ettik. mücbir sebeplerden verdiğimiz fire kimsenin sikinde değildi. hava kararmak üzereydi. yeterli ganimeti toplamıştık. bir Kenan bakkal kalmıştı uğramadığımız. gazoz kapaklarıyla erikler artık isyan etmiş teker teker cebimden düşmeye başlamışlardı.' bize bir karton lazım beyler, nerden bulsak acaba?' dedim. pek kimse siklemedi. derken murat bir karton gördüğünü söyledi. sonra ben de gördüm aynı kartonu. ikimizde hızlandık. geriden başlamanın verdiği dezavantajla murat a geçildim. kartonu benden önce ele geçirdi. sinirli ve yorgundum. 'bana vericeksin lan kartonu' dedim. 'yeak yaa ben önce aldım ne sana vercem be' dedi. annesine küfrettim. ama o bana aynı şekilde tepki vermedi. üzüldüm. o da bana küfredecek ve ben de onu dövecektim. sustu, bir şey demedi. özür diledim. yine bir şey demedi. daha da sinirlendim. ensesini nişan alıp şiddetli bir şekilde vurdum. 'annıskm'dedi ve kartonu elinden attı. hemen yerden aldım. şu an bile nedeni hatırlamıyorum kartonu kafana taktım şapka niyetine. sadece ayakkabımın uçlarını görebiliyordum. bir müddet yürüdüm. sonra bakkalın bulunduğu apartmandan sağa döndüm. murat ve Rıfat beni takip ettiler. apartman girişindeki merdivenlere doğru ilerliyordum farkında olmadan. merdivenlerin yanında -herhalde artmış olacak- bir merdiven vardı. ayağım ona takıldı ve daha sonra yüz üstü çenem merdivenin ucuna denk gelecek şekilde düştüm. sonra kalktım. murat'a dönüp 'sen mi ittin lan beni' dedim. gözlerini kocaman açmış üstüme bakıyordu. 'konuşsana lan piç' diye tekrar sordum.' oğlum üstün kıpkırmızı olmuş' dedi. üstüme baktım, murat haklıydı. beyaz olan t-shirtim kıpkırmızı olmuştu.ellimi çeneme götürüp yarığı fark etmemle çığlıklar eşliğimde ağlamam bir oldu. beni kanlar içinde gören toroslu abi yanıma gelip evimi sordu. murat benim yerime tarif etti. sonra annem beni gördü balkondan. ilk niyetinin dayak atmak olduğunu sandım. korktum elimi yüzümle kapattım. annem ellerimi aşağıya indirdi. üstümü çıkardı ve çenemi yıkamaya başladı. aynı abi bizi torosuyla dispansere götürdü. kucaktan kucağa geçerek pansuman odasına girdim. doktorun olmadığını söyledi hademe kılıklı biri. pansumanı da kendisi yaptı.14 dikiş attılar çeneme.

    Nerden bilecektim o yara izinin yıllar sonra gireceğim askeri lise sınavının mülakatında 'o çenendeki izle bu okula giremesin' lafına neden olacağını. 'ben büyüğünce pilot olcam. annemi köye götürcem.' dedim. bırakmadılar. anneme verdiğim sözü tutamadım.

    tanım:KişiYi DEPRESYONA SüRüKLEYECEK KADAR BüYüK ETKiYE SAHiP OLAY
    5 ...