antony flew

entry14 galeri
    3.
  1. ünlü ingiliz ex ateist. yanılmışım tanrı varmış diye türkçeye çevrilen kitabında bakın neler söylemiş:

    Ateizmden vazgeçmem, yeni bir fenomen yada iddia nedeniyle olmadı. Son yirmi yıldır, bütün düşünce çevrem hareket halindeydi sürekli. Bu da doğa ile ilgili kanıtları sürekli olarak değerlendirmemin bir sonucuydu. Sonunda bir Tanrı;nın var olduğunu kabul ettiğimde, bu bir paradigma değişimi değildi, Çünkü Republic adlı eserinde Platon;un Socrates için yazdığı gibi benim paradigman hala aynı yerde: ; iddianın götürdüğü yere gitmeliyiz.;
    (Yanılmışım Tanrı Varmış, A. Flew, sf. 90)

    Tanrı;yı keşfimin, doğaüstü fenomenden hiç bahsetmeden tamamen doğal bir düzeyde geliştiğini altını çizmeliyim. Geleneksel olarak doğal teoloji denen bir uygulamaydı. Bilinen dinlerin hiçbirisiyle bir bağlantısı olmadı. Ayrıca Tanrı ile ilgili kişisel bir deneyimim yada doğaüstü veya mucizevi denecek türden bir deneyim yaşadığımı da iddia etmiyorum. Kısacası Tanrı;yı keşfedişim inancın değil, muhakemenin bir yolculuğudur.
    (Yanılmışım Tanrı Varmış, A. Flew, sf. 93)

    Doğa kanunlarının ilahi kaynağı hakkında yazılar yazan birkaç felsefeci olmuştur. Oxford Üniversitesi;nden felsefeci John F;The Divine Lawmaker; adlı kitabında, doğadaki düzenlerin nasıl tanımlarsanız tanımlayın, en iyi biçimde ilahi bir akılla açıklanabileceğini ileri sürüyor. Eğer kanunların olduğu gerçeğini kabul ediyorsanız, evrende bu düzeni sağlayan bir şey olmalıdır, bu düzeni hangi etken( veya etmen) sağlamaktadır? Barrow ( templeton ödülü alan bir felsefeci), tüm düzenin tek ciddi kaynağının teistik seçenek olduğunu, böylece; dünyadaki düzenleri sağlayarak kanunları yaratan Tanrı- teistlerin inandıkları Tanrı- olduğu sonucuna rahatlıkla varabileceğimizi; iddia ediyor ve kanunların varlığını inkar etseniz bile, ;düzenleri Tanrı;nın aracılığına başvurarak açıklamak için güçlü gerekçeler vardır.; diyor
    (Yanılmışım Tanrı Varmış, A. Flew, sf. 106-107)

    ince ayara ilişkin argümanlar hakkında üç şey söylenebilir. Öncelikle, belirli kanunları ve değişmezleri olduğu bir evrende yaşadığımız ve bunların barılarının farklı olması durumunda yaşamın mümkün olamayacağı inkar edilemez bir gerçekliktir. ikinci olarak, mevcut kanunlar ile değişmelerin yaşamın devam etmesini sağlıyor olması gerçeği yaşamın kaynağı sorunun cevabını vermemektedir. Göstermeye çalışacağım üzere bu oldukça farklı bir sorudur; bu koşullar yaşamın başlaması için gerekli ama yeterli değildir. Üçüncü olarak, kendilerine özgü doğa kanunları bulunan birden fazla evren olabilmesinin mantıken olası olduğu gerçeği, bu tür evrenlerin gerçekten var olduğunu göstermez. Şu an için birden fazla evren oluğu görüşünü destekleyecek herhangi bir kanıt yoktur. Bu hala spekülatif bir fikir olarak kalmaya devam edecektir.;
    (Yanılmışım Tanrı Varmış, A. Flew, sf. 114)

    Daha önce de bahsettiğim gibi, birden fazla evren alternatifini pek faydalı bulmamıştım. Birden fazla evren olduğu yönüğndeki varsayımın tam anlamıyla işe yaramaz bir alternatif olduğu iddia ediyorum. Bir evrenin varlığı bir açıklama gerektiriyorsa birden fazla evrenin varlığı çok daha büyük bir açılama gerektiri; Bu evrenlerin toplam sayısı sorunu daha da büyütmektedir. Bu durum, öğretmenini ev ödevini köpeğinin yediğini inandıramadığı için hikayesini ev ödevini sayılmayacak kadar kalabalık bir köpek sürüsünün yediği şeklinde değiştiren öğrencinin durumuna benzemektedir.;
    (Yanılmışım Tanrı Varmış, A. Flew, sf. 129)

    Yaşamın kaynağının bir üçüncü felsefi boyut ise bütün yaşam biçimlerinin temel unsurlarından biri olan kodlama ve bilgi işlemenin kaynağı ile ilişkilidir. Hücre hakkında şu anda bildiklerimizi çevreleyen bol miktarda güzel anlatım olduğu belirten matematikçi David Berlinski bu boyutu gayet güzel tanımlamakatdır.
    DNA;daki genetik mesaj kodlanarak çoğaltılır ve ardından RNA’daki mesajın amino asitlere aktardığı dönüştürme süreci gerçekleşir ve son olarak amino asitler bir araya gelerek proteinleri oluştururlar. Hücre aslında birbirinden farklı iki bilgi yöntemi ve kimyasal faaliyet yapısı, evrensel genetik kod tarafından koordine edilir. ;
    (Yanılmışım Tanrı Varmış, A. Flew, sf. 120)

    Paul Davies de aynı sorunun altını çizmektedir. Davies, biyojenez kuramlarının çoğunun yaşamın kimyasına odaklandığını belirtmektedir. ;Fakat yaşam, yalnızca karmaşık kimyasal tepkimelerden ibaret değildir. Hücre bile kendi başına bir bilgi depolama, işleme ve kopyalama sistemidir. Öncelikle bu bilginin kaynağını ve bilgi işleme mekanizmasının nasıl var olduğunu açıklamamız gerekmektedir. ;
    (Yanılmışım Tanrı Varmış, A. Flew, sf. 122)

    Şimdi ateist olmayan insanlara genellikle, bilimsel zihniyete sahip dogmatik ateistlerin ;Yine de bir Tanrı olabilir; ifadesini kabul etmeleri için yeterli olduğunu kabul edecekleri bir nedene dair akla gelecek bir kanıt yokmuş gibi geliyor. Bu nedenle eski ateist arkadaşlarıma şu temel soruyu soruyorum: ;En azından üstün bir zihnin varlığını düşünmeniz için bir neden oluşturmak üzere ne olması yada ne olmuş olması gerekir? ;
    (Yanılmışım Tanrı Varmış, A. Flew, sf. 135)
    6 ...