zaten dumduz olan bu sehrimizi ikinci dunya savasında tabiri caizse dumduz etmis bombalar. sadece dom katedrali kalmıs, tabi onun da buyuk kısmı harap olmus. simdi ortada sehrin tarihi merkezi olan romer de aslında o zamanki romer degil, ordaki binaları da bir sure sonra bastan yapmıslar. sanırım bombalardan kurtulan tek bina da romerden main kiyisina dogru yururken yolun ortasında kalmıs gibi duran yapıdır. kulesi falan var hani. onun da saglam kalmasının nedeni nehre yakın olmasından, yanarken nehirden su tasıyarak sondurmusler. velhasıl kelam zamanla sehrimiz buyumus, gokdelenlerle dolmus. boylece sehir tarihi bir mimari dokuya sahip olamamıs. e tabi bu yuzden pek begenilmiyor. ama kanımca avrupanın en guvenli sehirlerinden birisi ve yasamak oldukca rahat. butun almanya gibi toplu tasıma kusursuz ve trafik sorunu da neredeyse yok, sadece yogun saatlerde sehirden cıkıs biraz zorlasıyor, ozellikle cuma ogleden sonra. bu da frankfurtta yasayanların cogunlugunun baska sehirlerden calısmaya gelmesi ve ozellikle haftasonları evlerine donmeleri. evet. hatta bazı insanlar esleri ve cocuklarını bırakıp calısmaya geliyorlar cunku frankfurt cok pahalı bir sehir, boylece daha ufak bir masrafla daha cok para biriktirebiliyorlar. ama bunun yanında maaslar oldukca dolgun. ekonomik merkez bosuna olmamıs, ozellikle bankacılıkta cok iyi paralar veriyorlar. ama yine de halkın arasında cok buyuk bir ucurum goze carpmıyor. turkiye gibi otobus bekleyen turbanlıyla onunden ciple gecen turbanlı ayrımı yok. herkes toplu tasıma kullanıyor, o da biraz pahalı ama almanları tebrik etmek lazım bu konuda, halkı toplu tasımaya yonlendirmeyi iyi beceriyorlar. almanya'da demekki belediyecilik siyasetle degil sehircilikle yapılıyor. frankfurt yonetimi de bu konuda cok basarılı. tren yollarının kenarında gecekondu benzeri derme catma ufak evler gorebilirsiniz, sasırmayın onlar gecekondu degil. bu sehirde gecekondu yok. hatta almanyada hic olmadıgını soyluyorlar, inanırım. hobi bahceleri onlar. sehir insanlarının yesil ozlemini giderdikleri yerler. hos, sehrin her tarafında yemyesil parklar var, ortadan kocaman nehir geciyor ve etrafı da yesil. nasıl bos birakir belediye o degerli arsaları anlamadım, turkiyede mumkun mu oyle bir sey! bizdeki gibi bos kalan apartman parseline park koymuyorlar, bastan diyorlar ki burası park olacak, ona gore planlıyorlar sehri. yani tabi park sadece ornek, bunun gibi milyon kriter var, bizim belediyecilerimiz acaba kacını uyguluyorlardır?
edit: avrupanın en guvenli sehirlerinden oldugundan suphelenmeye basladım acıkcası. ozellikle de konstablerwache ve hauptbahnhof cevresini gordukten sonra. ama bunun sebebi de oralarda gocmen yogunluklu bir nufus yasaması ve butun isyerlerinin onların isletiminde -veya onlara yonelik- olması. nedense cogunlugun alman oldugu yerler pek guvenli gorunuyor ama turkleri, cinlileri, arapları, hintlileri ve palistanlıları bir arada gorunce korkuyoruz.
ve bir de tabiki frankfurt turk nufusun en fazla oldugu alman sehirlerinden. (bkz: gurbetci)