gidiyorum.
ne acılar çektik seninle.
herkes huzur içindeyken, biz öldüresiye incittik birbirimizi.
herkes sevdiğine sarılıp uyurken, biz aynı yorganın altındaki iki düşmandan ibarettik sadece.
hayır, hayır sana kızgın değilim.
ama kalbime çok derin kesikler attın.
artık, şu an dünyanın bir yerinde ağlayan birinin var olduğunu düşününce bile ağlıyorum.
beni avutacak bir kucaktan mahrum, ağladım gecelerce sen uyurken.
nasıl birbirimizin ellerinden kayıp gitmekte olduğumuzu düşündüm.
seni sevdiğimi kendime defalarca söyledim.
bunu yaptığım için defalarca pişman oldum.
gitmek istedim birçok kez.
biraz daha zaman versek birbirimize.
artık nefeslerimiz birbirine karışsa uyurken.
gözbebeklerin bana gülercesine baksa, nefret ederek değil.
mutluluk izleri bıraksak evimizin her köşesinde.
umutların yalanlarına inanmış, mutlulukla hüzün arasında hüngür hüngür ağladım kaç gece.
saçlarını okşamak istedim defalarca.
uyanıp, benden daha da nefret edersin diye vazgeçtim.
günün birinde sen mutlu bir kızdın: bense karanlık bir adam.
o gün sen mutluluk hayalleri kuruyordun; bense bugünde kaybolmuştum.
kalktım seni uyandırmadan.
yüzümü yıkadım.
aynada kendime baktım; çökmüşüm.
ağlamış olduğumu bir de aynadan görmek üzdü beni.
yapmamam gereken şeyler yapacağımı hissettim.
küçük bir çantanın içine birkaç parça giysi koydum.
alnına tüyden daha hafif bir öpücük kondurdum.
uyanmadın.
uyanma istedim.
gidiyorum.
seni üzdüğüm için çok üzgünüm inan.
gidiyorum.
bir gün birbirimizin cenazesinde görüşmek üzere.
iyi uykular.
tatlı rüyalar.