müttefik orduları başkumandanı hamilton un çanakkale hatıralarından:
7 nisan 1915, iskenderiye;
yahudilerden faydalanacağımıza inandım. onları kendi çıkarımız için istismar edip, yahudi gazetecilerin ve bankerlerin çabalarını sağlardık; yahudi gazeteciler bizim davamıza renk katar, yahudi bankerler de kesemize para yağdırırdı.
17 haziran 1915,
merakımı mucip olmuştur; karşımızda hıristiyanlara düşman bir müslüman eri olsa, hatta o er kısmen aç olsa, kendisine 10 şiling verilse ve iyi bir akşam yemeği ile karnı doyurulsa, ne yapardı acaba? mamafih, dünyada osmanlı türkünden başka, din uğruna canını fedaya münakaşasız hazır bir millet ve asker yoktur. teslim olması için her asker başına 10 şiling yerine 50 ingiliz lirası teklif etsek, yine de türk askeri onu suratımıza çarpar, dünyaya rezil oluruz.
30 haziran 1915, imroz:
garip! çerkez asıllı türk esirlerinden biri, yaralı bir ingiliz askerini ateş altında alıp taşımış.
5 temmuz 1915, imroz:
saat altıda türkler hat halinde değil, bir çeşit arı sürüleri gibi yığınlarla hücuma devam etmekteydiler. çalılıklar içinden binlerce türk çıkıyordu. makineli tüfeklerin yaylım ateşiyle çoğu öldürüldü. cesetleri topraklar üzerinde duruyor. on güne kalmaz, türk askeri tamamiyle eriyecektir(!)
21 ağustos 1915, imroz:
saat sabaha karşı 4.30 idi. 11 tümenin, türklerin ileri mevzilerini ele geçirdikleri haberi geldi. yeniden karakol dağa tırmandım. bu sefer ismailoğlu tepesini hiçbir kuvvet elimizden kurtaramazdı. sabah erken saatlerde durumda umulmadık bir değişme başladı. gittikçe yoğunlaşan bir sis, etrafı göz gözü görmez hale getirmişti. top, tüfek sesleri birer birer azaldı ve cephe sustu. tabiat türkleri gizlemiş, allah onları korumuştu.
2 eylül 1915, imroz:
dün gece çok acaip ve korkunç bir rüya gördüm. çadırım imroz adsında olduğu halde, hellas burnunda boğuluyordum. boğazımı sıkan elin baskısını hala hissediyorum. sular başıma yaklaşıyor. hiç böylesine korkunç rüya görmemiştim.