bu entry'de bahsettiğim kadınlar tüsiad başkanı, first lady veya altında grand cherokee ile nişantaşı'nda gezen kadınlar değildir.
kadının görünmeyen emeği, kadınların çoğunun bile farkında olmadıkları emektir. ataerkil, feodal toplum yapısında ne söylenirse yapılacak, erkeğin her söylediği bir görev olarak kabul edileceği için kadının her konudaki emeği de günlük, sıradan bir şey haline gelmiştir. kadın, toplumda çoğuları için erkeğinin yaşamını kolaylaştıran bir nesne ve erkeğine 'kralsın' diyerek onun egosunu şişiren bir metadan öte görünmemektedir. kadının hayalleri, yaşamdan beklentileri var mıdır birçok erkeğin umrunda bile değildir.
hem çalışan, hem çocuklarına bakan hem de ev işleriyle uğraşan kadınların emeği sıradanlaştırılmış, adeta yapılması zorunlu ritüeller haline getirilmiştir. yani bunca emek değersizleştirilmiştir. kadınların günü olan 8 mart dünya emekçi kadınlar günü 'neden erkeklerin de günü yok? ehi ehi' geyikleri çevirilen bir gün haline gelmiştir.
bu noktada ise en büyük sorumluluk kadınların bilinçlenmesi ve emeklerinin değerini görmelerindedir.