ve bazen kendi emeğini görmeyen ve görmezden gelen kadın.
zor zanaat kadınlık. her yaşı her dönemi bir şekilde ağar görevlere tabi tutulmuş ve mecbur bırakılmış, cinsiyet. hep merak ederim. zamanın birinde, görev paylaşımında birileri çok büyük yanlışlar yapmış ve yüzyıllarca sürmüş, sürmekte. muhtemelen erkek kabile reisi falandır.
yaradılış gereği çoğu özelliğimiz, korunmak yerine sömürülmüş hep, sömürülmekte. anne olabilme ve doğurabilme özelliği, bununla birlikte bakıcılık görevini getirmiş bize. dünyaya gelen bir insanın hemen hemen tüm sorumluluğu. çoğu kadın zevkle yapıyorum desede, bence gecenin bir yarısı uykudan uyanıp bebek emzirmek yada ilgilenmek bir müddet sonra mecburiyetten yapılır. görülmeyen emek. hiçbir erkek bebeği için; acaba bebeğimin altı pişik oldumu diye düşünmez.
neymiş yuvayı dişi kuş yaparmış. geneli bu zaten. yapar evet, besler, temizler, umut eder. her zorda en zoru kendi oynar. fedakarlıkta ilk hep kadındır. anaçtır çünki, kıyamaz ne çocuğuna ne yiğidine. taşır da taşır. kimisi saçını süpürge eder, kimisi parasını heba, kimisi vücudunu hayrat. herşeyitle hep veren kadın. görülmeyen emek.
cennet anne olup ayaklarımız altındayken, çoğumuz dünyada cehennemi yaşar. ne itiraf eder ne şikayet. polyannadır en güzel rolleri. iyimi iyi işte. ağlarlar bazen kendilerine, başkalarına, erkeklerine. ağlayamayan erkeklerinin yerine kendileri kullanır gözyaşlarını, yorulmasınlar diye. görülmeyen emek.
severler deli gibi. sonsuz, uçsuz bucaksız. haketsin haketmesin severler hep. öyle olsun diye, o mutlu olsun diye. görülmeyen emek.
ha birde görülsün diyede yapmazlar. içleri başka türlü rahat etmez. en başta kendi emeklerini kendileri görmezler. kör olduklarından değil, öyle olması gerektiğine inandırıldıkları için.