maalesef üniversitemizde çocukları da bol bol bulunandır.
seviyesiz ayar faslını geçip sonbahar filmindeki bir sahneyi anlatmak isterim:
--spoiler-- trabzon'da geçen filmde sscb'ye kapitalizmin gelmesi ile türkiye'ye seks emekçiliği yapmak için gelenlerden bir kadın bir kitapçıya girer ve rusça bir kitap alır. ve bu kadın çıktıktan sonra filmin başrol oyuncusuna dönen kitapçı 'bunların orospuları bile okumuş' der ve yavşak yavşak gülümser. çocuk da adama gözleriyle iğrençliğini hissettirip kapıyı çarparak kitapçıdan ayrılır.
--spoiler--
kadınlar kendi cinsel hayatlarını yaşama özgürlüğünden erkekegemen yapı tarafından alıkonulmaktadır. hal böyleyken onlar için çizilen sınırlara uysalar bile erkekegemen toplum algılayışında her zaman orospu olarak tanımlanabileceklerdir.
başörtülüsünden emekçisine bütün kadınlar toplumun onlar için biçtiği role uygun davransa bile toplumun bazı kesimleri için "olağan" hareketleri bile orospuluk olarak tanımlanabilecektir. çünkü orospuluk tekeli bu sistemde sosyalleşmiş erkeklerin elindedir.