büyük iskender

entry271 galeri
    36.
  1. Hiç savaş kaybetmemiş olan, tarihin gördüğü en cesur asker ve en iyi yöneticilerden birisidir. Makedonların iki medar-ı iftiharından birisidir.**
    iskender'in babası II. Philip, Makedon Krallığının başındaydı ve devletini güçlendirmekle meşguldü. Oğlu iskender ise, o sıralarda, büyük filozof Aristoteles'ten dersler alıyordu. iskender, hayatının sonuna kadar, Aristoteles'ten aldığı siyasal öğütleri, savaşlarda ve ele geçirdiği yerlerin idaresinde kullanacaktı.

    iskender, ilk önemli sınavını, babası sefere çıktığında, tahta geçici naib olarak kendisini atadığı zaman verdi. Henüz onaltı yaşındayken, çıkan bir isyanı bastırdı ve günümüzde Dedeağaç olarak bilinen bölgeye iskenderiye adını vererek, daha sonraları sayısı yetmişi bulacak olaniskenderiyeleri kurmaya başlamış oldu. Babası Philip'in ölümüyle birlikte 20 yaşında tahta geçti ve böylece büyük serüven başladı:

    iskender, ilk olarak Yunanların üzerine gitti ve onlarla hesaplaştıktan sonra, rotasını Pers imparatorluğuna çevirdi. Elli bin kişilik bir ordu oluşturarak Anadolu'ya girdi. Çanakkale civarındaki Granicus'ta Persleri mağlup etti ve Batı Anadolu'yu ele geçirdi. Gordion'a gelen iskender, burada Gordion düğümünü kılıç darbesiyle parçaladı ve bunu görenler, karşılarında Asya'nın müstakbel kralının bulunduğunu anladılar. Yürüyüşüne devam eden iskender, issus civarında Perslerle ikinci savaşını yaptı ve bunu da kazanarak, günümüzde iskenderun olarak bilinen bölgeye adını veren bir şehir kurdu ve yoluna devam etti. Bu sırada, barış isteyen Pers Kralı Darius III ona, barış karşılığında, Fırat'ın batısındaki toprakları, önemli bir miktar parayı ve kendi kız kardeşini teklif etti. iskender'in yakın arkadaşı ve aynı zamanda meşhur komutanlarından birisi olan Parmenon, "iskender'in yerinde olsam bu teklifi kabul ederdim," deyince, iskender, günümüzde de hatırlanan meşhur cevabı verdi: "Ben de Parmenon olsam bu teklifi kabul ederdim." Nitekim yoluna devam eden iskender, Mısır'a geldi ve burada hiçbir direnişle karşılaşmadan egemenliğini sağladı. Burada, artık bir kral değil, Tanrı statüsünde kabul görüyordu. Ve tarihler MÖ. 331'i gösterdiğinde, iskender ile Persler arasındaki efsanelerle gerçeklerin karıştığı son savaş Gaugamela'da yapıldı. Bazı tarihçiler, bu savaşta Pers ordusunun bir milyon kişi olduğunu yazar. iskender'in kuvvetleri ise ellibin civarındaydı. Şimdiki Kuzey Irak topraklarında yapılan savaşta zafer iskender'indi. Artık, Pers diyarı, iskender'in ayakları altında ezilmeye hazırdı. iskender, törenle başkent Persepolis'e geldi ve sarayı yıkarak burayı da devletinin başkentlerinden birisi yaptı.

    Tüm bu zaferlerden sonra, orduda artık homurdanmalar ve eve dönme isteği başgösterse de, iskender'in durmaya niyeti yoktu. Onun ufku, tüm komutan ve askerlerinden daha genişti; hedefi tek ve birleşik bir dünya imparatorluğu kurmaktı. Hellenizmi ise onun güneşi yapmak istiyordu. Bu amaçla yoluna devam etti ve Afganistan'ı da ele geçirdi. Orta Asya'nın derinliklerine kadar ilermeyi başardı. 325 yılında, Hindistan'a girdi. Ordusu, burada daha hiç görmediği şeytanlarla karşılaşmıştı: Filler. Fakat, muzaffer ordu, bunun da üstesinden geldi ve artık Hindistan da imparatorluğun bir parçasıydı. Büyük komutan, Hindistan'ı fethettikten birsüre sonra, ani bir sebepten dolayı anlaşılamayan bir şekilde öldü. Ani bir hastalık geçirdiği söylense de, benim şahsi fikrim ordusu tarafından zehirlendiği yönündedir. Onüç sene boyunca hareket halinde olan bir kitleyi memnun etmek imkansızdır. insanlar eninde sonunda evlerini özler ve dönmek isterler, bunun içinde her engeli aşmaya hazırdırlar...

    iskender, geçtiği her toprağı ele geçirirken, orayı yakıp yıkma hevesinde değildi, oralarda yeni şehirler kuruyor, Makedon ve Hellen kültürüyle yerli kültürleri kaynaştırıp, bir sentez oluşturmaya çalışıyordu. Bu amaçla, ele geçirdiği yerlere Pers valileri atadığında, ya da danışman olarak Perslerden yararlandığında, Makedonların tepkisini çekse de, o bildiğini yapmıştır. Günümüzde, hala adıyla anılan kentler olması, bu büyük komutanın isminin yaşatılması açısından son derece önemlidir.
    0 ...