birini tanidikca sevmek

entry48 galeri
    9.
  1. önce sıradandır, herkes gibidir. sabah ekmek aldığınız bakkal amca, mahallede yürürken karşılaştığınız melahat teyze, mahallenin afacan veledi ömer, ya da okuldaki arkadaş, işteki patron gibi bir şeydir...
    önceleri yoktur onun etrafında gördüğünüz o parıltılar, o pembe bulut, o sıcak hava ısıtmaz içinizi ona dair bir şey hatırladığınızda...
    önceleri o gözünüzü açtığınız an değildir, kapadığınız zaman gözlerinizi onun hayalini görmezsiniz, nefes alıp verirken adı kaçmaz ağzınızdan, sık sık iç çekmezsiniz onun için derin derin...
    önceleri onunla vakit geçirmek gayet normaldir, onunla yemeğe çıkmak karın doyurmaktan ibarettir, telefonda nefesini duymak hiç bir şey ifade etmez sizin için belki de iğrençtir. elinize dokunması ya da göz göze bakmanız sadece 5 duyudan ibarettir, dokunma duyunuz ya da görme, işitme, tatma her neyse hepsi biyolojik birer faaliyettir. o yanınızdayken kelebekleriniz henüz çıkmamıştır kozalarından, uçuşmaya başlamazlar karnınızda onu gördüğünüzde...
    önceleri hayat akıp gider sadece, bir anlam yüklemezsiniz gördüğünüz her şeye... tüm nesneler göründükleri gibidir. siyah bir poşete bakıp iç çekmezsiniz, altın bir bilezik sadece maddidir belki manevi bir değer taşımaz bile, portakal normal bir meyvedir mesela; posalı, turuncu renkli, böyle mayhoş bişey...

    sonra...
    evet aradan zaman geçer...
    bakkal amcadan daha güzel gülümser o size, melahat teyzeden daha sevimlidir sanki, ömerden de biraz daha afacan... okuldaki arkadaşlarınız sadece arkadaştır o ise...
    patronunuzla aranıza mesafe bile koyarsınız...
    onu toz pembe bir bulutun üstünde görürsünüz size doğru ilerlerken, hayalinizde sureti bile canlanınca bir sıcaklık sarar tüm bedeninizi, içiniz kaynar...
    güne onunla başlayıp onunla bitirirsiniz bir geceyi daha, gözlerinizi kapama sebebinizdir artık o yeni bir güne onunla başlayabilmek için. iç çekme sebebinizdir ona dair her şey, nefes alışlarınız bazen ona kaçar...
    onunla yemek yiyemezsiniz ki, zaten toksunuzdur siz ona. mideniz artık umrunuzda deildir, ilk önce yüreğinizi doyurma çabası içine girersiniz. konuşurken nefesinden bile anlamlar çıkarırsınız bazen, bazen nefesinden tanırsınız. 5 duyu organınız da onu algılar, hisseder, duyar derinden derine... ilkbahar gelmiştir yüreğinize, kelebekler birer birer uçuşmaya başlar.
    siyah poşetler artık gülümsetir sizi, altın bilezikler para etmez gözünüzde, portakal yemeyi sevmezken, en sevdiğiniz meyve oluverir. posalı, turuncu, tatlıdır artık sanki...

    onu tanıdıkça sevmek...
    hani böyle şey gibi... off ne denir ki?
    yavaş yavaş içinize işlemesi...
    esir alması benliğinizi ve yok etmesi varoluşlarınızı...
    sadece onun için var olmak...
    çok uzattım, aşk ne garip şey...
    11 ...