kullananlarca hala bazı noktalar görülemeyen kalıptır. şöyle ki efendim:
bunlar, teoriyi benimseyip yanlı olduğunu dile getirdikleri kişilerin teoriden bağımsız/ veya teoriyi de kapsayacak biçimde dile getirdikleri bazı şeyleri bu teoriyle özünden sanki bağlıymış gibi anlarlar/göstermeye çalışırlar. bir de bilimin işleyiş şeklini kendi kafalarına göre, kendi algılarına bağlı olaraktan tekrardan kurmaya çalışmaları da yok mudur? ah ulan ah!
evladım, güzelim, örneğin, sadece teori denilegelen teorilerin en başında yer alan evrim teorisi, abiyojenezden bahsetmez. sen bunu ister bir eksiklik olarak, istersen de bir "yokölebişi" olarak algıla. sen hayatını bu eksene göre kurup inanmak istemeyebilirsin, zira yıllardan beri böyle öğrenip de, aslında sapın samandan farklı olduğu söylenince saldıracak bir hedefinin kalmaması seni büyük bir boşluğa itiyor olabilir. ama böyle olduğu için, sırf sen kırılma-darılma diye, bu teori abiyojenezden bahseder mi diyelim? sen zannediyorsun ki, "dinimanallahkitap" varlığına karşı oluşturulmuş bir hededir bu, sen yıllar yılı öyle şartlamışsın kendini, öyle kurmuşsun kafandan. ideolojik bağlamda bakıyorsun. ama senin düşündüğün gibi değil işte! üstelik daha teori nedir bilmeden teorem kanun hedeley geyiğine giriyor bazıları. elli kez yazıyoruz "kanunlaşma yolunda bekleyen öne sürüm değildir bu teori denen nane, olguyu açıklayan bir nevi bir simülasyondur diye" adam anlayamıyor "siiin tiyiriyi nısıl mutlak gerçekmiş gibi rörörö" diyor. teori ile "mutlak gerçek" veya "çürütülebilirlik" veya "kanunlaşma yolu" denilen şeylerle bağıntı kurulması yanlıştır, olguyu açıklar diyoruz, mutlak gerçek dediğin olgudur, teori formülizasyondur diyoruz tekrardan. bu sefer başka bir adam "kanun değilki ho ho hoo!" diyor. "kanunları/olguları da formülizasyon sürecinde kullandığı için kanundan daha kapsamlıdır" diyince, birinci adam bu sefer "hah kanunu bilmiyor teoriye kanun diyo" diyor. al bakalıım... en baştan anlat.
niye?
tüm o hayatını "evrim teorisi yanlışlama" yoluna endekslemiş de ondan. direk kendi algıladığı gibi bakıyor, bir de aymaz aymaz "başkası da böyle niye bakmıyor anlayamıyorum"
ayağına yatıyor. anlayabiliyorum, hedefin gidiyor elinden, belki de yaşama nedenin. uğraşacak bir şeyin kalmıyor. ama napayım kardeşim, bu iş böyle . sap saman ot çimen apayrı şeyler. ha belki biri birini kapsar ama terimler apayrı işte. napalım yani? sen üzülme diye bilimsel yöntemi, bilim felsefesini, bilimin işleyiş sürecini mi değiştirelim? napalım?