yazarların kitaplarına konu ettiği karakterde kendilerini anlatıgını düşünulen yazarlar arasında olduğunu gördümüz yazar.
doğru mudur? bana göre hayır.
elıf safak'ın baba ve pıc (bkz: the bastard of istanbul) romanında ele aldıgı karakter armanus ermenı bır kızdır ve onun gozunden olaylara bakıs acısı verılmıstır ha bir de asya vardır o da olaylara daha farklı bakmaktadı. bir de okuyan sen varsındır daha da baska bakarsın. cunku herkes aynı olaya farklı yerden bakar. elif kendisi ermenilere katliyam yapıldı demez armanuş der.
donelim baska bir romanı (bkz: pinhan)'a. bu romanındaysa bir dervişin hikayesini anlatır. yukardaki önermeye göre evet dogrudur denmesı gerekır. lakın işin içinde din vardır ve yazdığı bir romandan ötürü vatan haini ilan edilen kadına sufi demeyi bir yerleri yemez.
neden yemez peki; eger bunu kabul ederlerse kendi kaleleri yakılır. cünkü onlar milli duyguları, dini, sığınak gibi yanlarına alıp insanları umarsızca eleştirme hakkını kendilerinde görürler. aynı önermelerini pinhan'a uygulasalar bu kadına da kendi kalelerini verecekler.
şimdi sevgili kardeş al o eften puften her şeye indirgeme yapan sehbanın üstündeki o beynini basına koy da irdele. hadi kolay gelsin...