bir gün bununla çapkınlığa gittik, o zamanlar toy tabi. neyse hocam, bir gece kulübünde taş gibi hatunlar var buna gösterdim bi tanesini "lan baksana at gibi hatun!" dedim, "ne atı abi?" demez mi "oğlum hiç mi duymadın darwin'i? evrim teorisi denen bir şey var, güzel hatunlar atlardan evrilmiş, o yüzden at gibi hatun denir güzel kızlara" dedim, ben bunu makaraya sarıyorum, bu ciddiye almış.
neyse aradan 3-5 gün geçti, motorumla çiftlik sınırlarında dolaşıyorum, çiftlik de böyle 1500 dönüm falan. neyse, bu garibim geldi "abi bu motorlar neden icad edilmiş?" dedim "atları örnek almışlar bak şeklen benzerler, atlar yoruluyor ölüyor falan ondan" lan neyse bu kafasında birleştirmiş, "at, motor, hatun, evrim" neyse işi bıraktı gurbet ellere gark oldu, dedem de sattı çiftliği.
bu istanbul'da çevre edinmiş, çiftlikte edindiği bilgi birikimini kitaplara adamış, bir gün karşılaştım "abi, sen beni kandırmışsın" dedi şaşırdım tabi, "abi evrimi yanlış biliyosun, bana da yanlış anlatmışsın sen ama ben farklı bir şey keşfettim, abi güzel kızlar attan değil, motorlardan evrilmiş -kafayı nasıl sıyırdıysa artık- biz onlara artık motorlar diyoruz"
"vay benim yiğidim" dedim, öptüm gözlerinden uzun yıllardır da görmem, ne oldu, ne bitti, çözemedim.
not: türkiye'nin konutlu ve motorlu taşıtlı ortamında anlattığımız bu hikayedeki kişi ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür.