bilhassa ilber ortaylı tarafından ciddi anlamda ifade edilen ve savunulan düşüncedir. bu düşüncesinde de haklı olduğunu düşünüyorum. fatih istanbul'u fethettiğnde "kayser-i rum"[burada rum kelimesnin anlamı osmanlı ve selçuklu'da kullanılageldiği biçimiyle "roma tebası"nı ismidir. rum'lar değildir] ünvanı almıştır. bilindiği gibi osmanlı'nın klasik imparatorluk yapısına kavuşması da fatih dönemine rastlar. osmanlı'yı oluşturan özellikle millet sistemini ki bir imparatorluk da "sine qua non" özellikteki bir gerçekliktir; bir çok millet uzun dönem barış içinde yaşamıştır(rumlar özellikle bürokraside, ermeniler nazırlık ve müsteşarlıklarda yahudiler taşra bürokrasisinde yer almış olmakla birlikte ordu da ekseriyetle devşirmelerden oluşurdu).
zaten bir devlete imparatorluk vasfını kazandıran gerçekşliklerden birisi de o imparatorluğu oluşturan "millet"lerin "üretime katkılarının devam ettirilmes"dir. ortaylı'nın belirttiği gibi sanayi devrimi öncesi toplumlarda bazı kompartımanlar bazı milletlere aittir. nitekim osmanlıda da görülen budur. ispanya'da Reconquista hareketinin sonucu ülkeden sınırdışı edilen yahudiler-tam de bu nedenle- belirli bir dönem sonra ispanya'nı ekonomisinin çökmesine neden olmuştur(sömürgelerden gelen altınlara rağmen)
bunların yanında, osmanlı'da da bilhassa ordu da osmanlı türkçesi(osmanlıca). yani tek dil hakkimiyeti vardı, keza bu roma imp.'de latinceydi. ordu devşirmelerden oluşmasına rağmen "tek dilin kullanılması" devam etmekle birlikte islamlaştırılıyordu.(fakat osmanlı ordusunda hristiyan unsur da bulunmaktaydı)
son olarak roma'da aristokrasi vardı osmanlı'da ise yoktu şeklinde bir karşısav ortaya atılabilir; ama ilginçtir ki iki sistem arasında belirli yakınlıklar söz konusudur. osmanlı'da fatih dönemi ile kurulmuş olan "millet sistemi" roma'da kurulan "optimates" ler ile inanılmaz benzerliler taşır. optimates'lerdeki yönetici elit her sınıfın en seçkinlerini bu optimates'lere verir.(bu optimates'ler askeri bir sınıftır. osmanlı'da ağırlıklı askeri sınıftan teşekkül eden ve vergi vermeyen devlet memurlarından oluşur. daha önce uktesini verdiğim "osmanlı imparatorluğunda sivil toplum" şeklindeki bir yazı aslında buna dikkat çekmek içindi. fakat başlıkta daha çok osmanlı'nın toplum yapısı tanımlanmış sivil toplumdan ziyade) bu meyanda bir "hahambaşılık" bir "patriklik" kurumu ile arasında yakın bağlantılar olduğunu düşünüyorum ki ulus anlamındaki millet kelimesini yukarıdaki dini kavramlar ifade ediyordu.
bu konuda daha derinlere gitmek gerekirse 1.roma "roma imparatorluğu"(..politeist veya pagan, çok tanrılı bir bütünlüktür ve bütün dinlerin bir konglomerası, bir bileşkesi, bir camiası gibidir.."(ilber ortaylı, som imparatorluk osmanlı, timaş yay) ikinci roma bizans imparatorluğu'dur. bunun esas ismi ise "doğu roma imparatorluğu"dur. bizans ismi bizans yıkıldıktan sonra bizans'ın mirasının kendine ait olduğuna inanan kutsal roma germen imparatorluğu tarafından oluşturulmuş bir kavram'dır. Daha çok türklerin istanbul'u ele geçirmesinden sonra ortaya atılmıştır.
tarihte tabiki salt osmanlıların 3.roma olduğunu ifade edenlerden ziyade bu ünvanı rusya'ya hasredenle de bulunmaktadır. bu özellikle moskova grand dükü iii.ivan'ın son bizans imparatoru Constantine XI'ın kızı Sophia Paleologue ile evlenmesi neticesinde ortaya atılmıştır. iii ivan kendini bu evlilik neticesinde doğu roma imparatorluğunun varisi şeklinde ifade etmiştir. bunların dışında benito musslini'de italya
'yı kendi hükümdarlığı dönmende üçüncü roma şeklinde ifade etmiştir. fakat bu ifade tarihi olmaktan ziyade oldukça ideolojiktir.