Sanatçının geniş müzikal yelpazesi olduğu daha evvelki çalışmalarından bilinmekteydi. Fakat albümün giriş şarkısı Derinde'yi ilk duyduğunuz anda büyük bir şaşkınlık yaşamanız mümkün. Çünkü karşılaşacağınız şarkıda elektronik müzik teknikleri kullanılmış; bir an için tüm albümün böyle devam edeceğini düşünebiliyor insan. Oysa albüm o bildiğimiz Zuhal Olcay tadında. Örneğin, Olcay'ın teatral yorumu Aşk Bana Zor Geliyor, Hanfendiler Beyfendiler, Eski Resimler ve Halka Açık isimli şarkılarda yine karşımıza çıkıyor. Buna bir de Hüsnü Arkan ve Nadir Göktürk bestelerinde bulacağınız Ezginin Günlüğü havasının eklendiğini düşünün...
Albümle ilgili dikkat çeken bir nokta da, Başucu Şarkıları 2'ye göre daha Alaturka bir tınının olması. Yer yer şıkır şıkır oynatacak melodiler duyuyorsunuz, yer yer içinize işleyen Ercan Irmak nefesi. Tüm bu çeşitliliğe rağmen, albümde belirgin bir şekilde ön plana çıkan bir şarkı olduğunu düşünüyorum: Aşkın En Mavi Zamanı. Her yönüyle bir Bülent Ortaçgil şarkısı... Sözü ve müziğiyle duru bir su gibi, yalın fakat yoğun. Parçanın büyük bölümü Hicaz olmakla birlikte vurgunun baskın olduğu noktalarda Kürdi'ye geçişler yapılmakta. Bu, Klasik Türk müziğinde pek görülmeyen bir şey, yani teknik olarak da ince düşünülmüş bir eser. Tavsiyemiz odur ki, albümü yakın zamanda edinin ve ona bir "başucu" albümü yeri verin.