haziran-temmuz-ağustos aylarının herhangi birinde güzergahı bilinmeyen elin otobüsünde yaşanan trajedidir..
güneşin vuracağı tarafı kestirmek uzmanlık , bilgi , zeka ve tecrübe isteyen çok ciddi bir ilim-dalıdır esasında..
öncelikle 'aa pınar bak güneş bu tarafa vuruyor biz de diğer tarafa oturalım hayat da bayram olsun' dememek gerekir..macellan'ın gemisi değildir otobüs..hep aynı yöne gitmez..hele ki istanbul'da..çarpık kentleşmenin allah'ının ikamet ettiği bu metropolde mevzubahis bile olamaz..
diyelim ki o hattaki otobüse ilk defa bineceksiniz ve güneşin ne tarafa vuracağını kestiremiyorsunuz haliyle..o zaman yapacağınız ilk şey otobüsün müdavimlerinden gibi görünen tiplerin hangi tarafa oturduğuna bakmak olmalıdır..bu müdavimleri nasıl tanırız diyorsanız şayet futursuzca gazete okuyan , 'abi berec'den geçer mi ' diye sormayan , yola bakmayan , havadan sudan sohbet konuları açmaya çalışan , uyuyan , kucağında birini uyutan kendinden emin tiplerdir bunlar..fazla uğraştırmadan kendilerini ele verirler..