taraf gazetesi yazarı araştırmacı ayşe hür'ün hakkında oldukça kapsamlı makalelere imza attığı katliamdır.
--alıntı--
resmî rakamlara göre yüzlerce; gayri resmî rakamlara göre binlerce kişinin ölmesi ve binlerce ailenin sürgüne gönderilmesiyle biten harekâtın dersim kürtleri tarafından 'soykırım' olarak adlandırılmasını, sayın gürsoy* 'abartılı' veya 'yanlı' bulabilir diye kendisinin daha çok güven duyacağı başka bir kişinin şahadetine başvuracağım. bu kişi, o sırada, 19. piyade alayı'nda stajyer olarak görev yaparken dersim'e gönderilen, geleceğin hava kuvvetleri komutanı ve tabii senatörü, 12 mart muhtırası'nın imzacılarından muhsin batur. batur, bir mülakatında okuyucularından özür dileyerek yaşantısının bu bölümünü anlatmaktan kaçınacağını söylemiş, bunun nedeni sorulduğunda, 'dersim'de tanık olduğu şeylerin bir devlet sırrı olarak kendisinde kalacağını; ancak o dönemde o yörede tanık olduğu 'şeyleri' günümüzde de yapılan ve karşısında olduğu 'şeyler' olarak niteleyip sözlerini noktalamıştı. (aktaran musa anter, anılarım doz yayınları, 1990, s. 44.) batur'un telaffuz etmekten kaçındığı 'şeyler'den biri, daha sonra resmî çevrelerin de kabul ettiği gibi, zehirli gaz kullanılması idi. bir diğeri, isyancı aşiretlerin kadın, çocuk demeden munzur çayına atılmaları idi. harekâtın ayrıntılarını merak edenler ismail beşikçi'nin tunceli kanunu (1935) ve dersim jenosidi, (belge yayınları, 1990) adlı kitabına bakabilirler.
--alıntı--