ilk kez bir sonbaharda sabaha karşı gelinir ankara' ya. bozkırın ortasında sarıdır ankara, hem de çok. hele ki deniz mavilerinden kopup geldiyseniz üniversite umutlarıyla.
ilk aylar grisini tanırsınız, sıkıcı bürokratik havasını teneffüs edersiniz, lanet okursunuz okuluna, işine. bulamazsınız tek bir neden sevmeye. kaçmak istersiniz hep.
kış olur beyazını görürsünüz ankara' nın; tertemiz olur içiniz. artık çok da kötü değildir, en azından alışılmıştır ankaraya, kurtuluş parkına, cebeciye...
bahar olur, umutlarınız da yeşermeye başlar, sarmalamaktadır bir aşk sizi, hem de ankara' da. ve siz baharda kuşlar gibiyi söylersiniz, selam edersiniz özdemir erdoğan' a ve de kuşlara.
ikinci, üçüncü yıllar cebeci, kurtuluş kesmez artık sizi. kızılay, sakarya, tunalı hilmi, tunus, bahçeli derken kendi ankaranızı bulmuşsunuzdur artık.