turyoldayım. havalar soğuk olunca, fazla kişi çıkmıyor tabi dışarı. ben varım, bir de alman turist var 3-4 tane. fotoğraf çekip gülüyorlar işte. çay ve salep dağıtan adam geldi. ben bi salep aldım. neyse, turistler de salep istemiş. adam tarçın ister misin diye sorucak turistlere. sanırım önce gösterdi tarçını ama adamlar ne olduğunu anlamadı. benim de arkam dönük, göremiyorum tabi. adam o anda nedense bana sordu, biliyo musun sen tarçın ne diye. işin eğlencesinde sordu biraz aslında gülerek. ben de o anda "marshmallow" (şekerleme) dedim kendimden emin bi şekilde. kafamı sikeyim. şu güne kadar da ingilizce konuşurken bi zorluk çekmedim. ama nedense tarçın öyle kalmış aklımda o anda. adam turistlere baktı, "marışmeylovv?" dedi. telaffuzuna koptum adamın ilk anda (tabi daha farketmemiştim yaptığım salaklığı). turistler o anda ne tepki verdi, bilmek bile istemiyorum. birkaç dakika sonra aklıma geldi : cinnamon. sonra gülsem mi bu duruma ağlasam mı diye karar veremedim. ardından inmeden önce turistlerin yanına gittim ve "that brown thing is called cinnamon, that guy tricked you!" dedim. biraz daha sıvamaya kalksam neler olurdu acaba.