bu il öyle bir il ki bahtsız bedevi misali olarak adlandırabiliriz. sebebine gelince; gecen haftalarda başbakan'ı ağırlamıştı. ayrıca bu ilin her ferdi adıyaman ilinin çevresindeki illerle bağlantı yollarının çözümlenmesi için kahta-siverek hattına bir köprünün yapılması için her platformda dillendirilmiştir. işin kısası, yol güzergahı olabilmenin hayalini taşıyor buranın halkı çünkü girişi olupta çıkışı olmayan bir şehir durumunda. her seçilen milletvekili, belediye başkanı bu konuyla ilgili çalışmalar ''yapacağız'' sözünü vermekteler. neyse efenim. şimdi bu konuyu tayyip erdoğan'la bağlayalım. şöyle ki, miting alanında bütün milletvekilleri ve belediye başkanı bulunmakta. her siyasetçi gibi nutuklarını atmakta ve bu arada mitingde bulunan oy potansiyeline sahip vatandaşlarımız her bir ağızdan ''köprü istiyoruz'' (söz konusu köprü adıyaman-diyarbakır arasında yapılması istenmekte) ilk söylenmesinde mitingdeki boğunuk sesten dolayı anlaşılmaz bir kaç tekrar edilerek başbakan ''köprü isterik'' naralarını duyar. başbakan'da biraz duraksar acaba bana böyle birşey söylediler mi? edasıyla elini böğrüne atar ve bir elini öne uzatarak ''benim böyle birşeyden haberim yok'' der. ve insanlar şaşıp kalırlar. milletvekilleri, belediye başkanı ne yapacağını şaşırır. ama artık foyaları ortaya çıktığı belli olduğu andır işte o an. neden? çünkü bu il 5 tane milletvekili hakkına sahip bunlardan 4'ü akp'li 1'i chp'li. ayrıca belediye başkanlığı'da akp'den. şimdi şuraya geleceğim. bu altı önemli şahıs ve beraberindeki ekip basına ve kamuoyuna her zaman ''köprü için çalışacağız'' sözleri vermiştir. halkta sürekli bunun baskısını kurmaktadır bunlar üzerine. ve her seferinde de yani her seçimde sürekli köprü yaptıracağız sözü verir. aslında halkın elinde kalan birşey yok. tütün denen meret vardı tarımsal olarak halkın %60'ı bu iş ile uğraşırken birden imf sayesinde kotayla tanıştılar ve her aileye 200 kg. kot konuldu. köprü olursa ticarete canlılık gelir mantığıyla hep hayal ettiler ama sadece hayal edebildiler. seçtikleri yöneticiler bunun sözünü verebildikleri halde bu konuyu en üst mertebeye dahi iletmemişler ve her gün kandırıldıklarını işte o miting sırasında başbakanın elini iki yana açmasıyla öğrenmiş oldular...atatürk barajı övünülecek bir projeden ona laf eden yok ama atatürk barajı bir şehrin kaderiyle oynamıştır. suyla kapattığı yolu köprüyle açamamıştır, alternatif tarım ürünleri sunmadan kotalar konulmuştur, söz veripte sözlerini övündükleri başbakana dahi iletemeyen yöneticileri seçmiştir, seçtikleri yöneticileri korkak ve beceriksiz olmuştur, kendi toprağında tarım yapabilecek insanları yaz mevsiminde giresun'a, malatya'ya mevsimlik işçi olarak gitmektedir, yollarda bir minibüs dolusu insanı da ölmektedir...meğer ki şu no'lu entrymiz de hayalmiş: #2289603