kendini beğenmişlikten uzak mavi gözler, beyaz ten, sağ yana hafifçe taranmış sarı saçlar, beyaz ten, küçük ve kibar bir burun, beyaz ten, beyaz ten... aşığım. deliler gibi aşığım.
bir insanın aşık olduğu insandan küçük bir parça istemesi, bir mavi göz, küçük bir burun istemesi, beyaz bir ten istemesi, genetiğini istemesi, doğacak çocuğunda onu görmek istemesi. bu mudur bize çok görülen yaratan tarafından? bizleri her türlü kusurumuzla; aşklarımızla, cinselliğimizle, hüznümüz, isyanımız, benliğimizle yaratan o kendini beğenmiş ukala, şimdi aşık olduğumuz insana benzemesini istediğimiz kızımıza karışıyor. "hayır" diyor, "aşık olduğun çocuğa benzeyen bir çocuğu kucağına alamayacaksın hiçbir zaman".
hayaller? her gece yatağımızda düşündüğümüz isimler... ayçe, mısri, vera, deniz, aleksandra, ira, mina, abir... yetiştirilme tarzı, alacağımız oyuncaklar, gideceği okul, seveceği erkek, öğreneceği diller, siyasi tercihi, cinsel kimliği, dini, dili, ırkı, ülkesi...
ya ömrümüzü, cinselliğimizi, benliğimizi o ufak kız çocuğu için hiçe sayıp heteroseksüel bir kadın ile evleneceğiz... ya da kız çocuğu hayalimizden vazgeçip cinselliğimizi yaşayacağız.
her şeyi konuşuyoruz detaylı bir şekilde. "evet, senden bir çocuğum olmasını deliler gibi istiyorum" diyorum imkansız olduğunu bilerek. bir ihtimal daha var aklımda lakin söylemeli miyim?
annesi, ben, yapay döllenme, küçük bir burun, beyaz bir ten, bir kız çocuğu sevgilime benzeyen...
her şey tuhaf. kızımın hem babası hem dedesi mi oluyorum bilmiyorum. kızımın babannesi hem babannesi hem annesi olacak, eminim. kızımın birbiriyle sevişen iki babası -ki bu babalardan biri kardeşi de oluyor aynı zamanda-, aynı zamanda babannesi de olan bir annesi, ufak bir burnu, beyaz teni, sarı saçları... yazmam bile heyecanlanmama yetiyorken, bir de yanımda olursa o velet...
nolur allah' ım, her şeye karşı çıkmak ya bu, tüm kuralları hiçe sayıp seninle iddialaşmak ya, sevdiğim çocuktan bir kızımın olmasını sağlamak ya yaratılıştaki boşlukları kullanarak, nolur allah' ım. af dilemek değil amacım, ama bir de olursa bu saydıklarım, işte o zaman en büyük tapınağında sabahlayıp gece gündüz sana dua etmek boynumun borcu olsun.