islam'daki eşitlik adalet kavramlarının maddi zenginliğe sahip olununca kenara itilip, kendini muhazafakar olarak ifade eden insanların cip, yat, kat almaları sonucunda buna karşı olanların oluşturduğu kampanya.
bu zengin muhafazakarların da krallar gibi yaşayıp sonra islam'daki eşitlikten, komşu açken kendilerinin yatamamalarından dem vurmaları da düşündürücü ama daha da vahim olan ise alt sınıftaki insanların açlıktan ağızları kokarak bu cipli, yatlı ve de katlı kişileri sadece siyasi görüşleri örtüşüyor diye savunmaları. yani artık sizinkiler(!) zengin değil bizimkiler(!) zengin. cip de yakışır, yat da kat da... ne de olsa kadın baş örtüsünü takıyor, namazını kılıyor.
şimdi ne alakası var diyebilirsiniz, ama her şey birbiriyle bağlantılı. normal bir işte çalışan insanın bir cip alma ihtimali çok az. bir cipe sahip olan kişinin ise başka olanaklarının olma ihtimali oldukça yüksek. bu maddi zenginliğin kaynağı ise elbette başka insanların emeklerinin karşılığını alamamaları.
yani keşke meseleyi türban olarak görmektense emekleri patronlar tarafından sömürülen ve dini görüşleri yüzünden iktidardaki partiyi destekleme eğilimi gösteren çalışanlar kendi emeklerinin karşılığını alamadıkları için patronlarının karılarının, çocuklarının bu ciplere bindiklerini görebilseler...
bu noktada emek güçlerinin yapması gereken ise kanımca insanların dini duygular konusundaki hassasiyetlerini ve bu duyguların kendi haklarını bile savunmaktan vazgeçirecek kadar güçlü olduğu noktasını görmezden gelmemek.
marx ekonominin insan üzerindeki etkisi konusunda haklıymış. insan para ve iktidar sahibi olunca din, iman maddiyat oluyor.
