Asıl komik olan şey ilişki bittikten sonra yaşadıklarımız belki de. Önce büyük bir rahatlama ve özgürlük hissi duyuyoruz. Yorgun düştüğümüz o savaşı geride bırakmanın getirdiği rehavet duygusu belki de. Kısa süren bu bağımsızlık hissinin hemen ardından panik ve telaş başlıyor. Yalnızlık giderek korkutucu bir hal almaya başlıyor çünkü. Tensel ve duygusal bir boşlukta buluyoruz kendimizi. Acaba yanlış mı yaptım, acaba ondan daha iyisini bulabilir miyim, ya ondan daha iyisini bulamazsam soruları beynimizi kemirip duruyor. O gereksiz tartışmaları bile özlemeye başlıyoruz bir süre sonra. Ondaki hoşunuza giden şeyleri daha sık hatırlar oluyoruz, tekrar, tekrar denesek nasıl olur acaba diye düşünmeden edemiyoruz. Kendimizdeki hataları görmeye çalışır, onun olmanızı istediği şey gibi olamadığımız için kendimize kızmaya başlarız. Aslında hiçte fena sayılmazdı gibi boktan bir duyguyla elimiz telefona uzanır. Beceremeyiz, birkaç kadeh içtikten sonra cesaretimizi toplar yeniden deneriz. Komik, saçma sapan bir girişten sonra onu ne kadar çok özlediğimizden falan bahsederiz. Bazen işe yarar ama çoğunlukla boşuna bir çabadır bu. Olan olmuştur artık, eksilen bir şeyi yerine koymak, parçalanan bir şeyleri tamire çalışmak saçmalıktan başka bir şey değildir.