Gerçek anlamda sosyalizmi benimsemiş sol bir partinin olmadığı burjuvazi parlementer sistemi ile yönetilen kapitalist ülkelerde her zaman ortaya çıkabilecek bir gerçekliktir. Bu bakımdan Lenin Ne yapmalı adlı eserinde durumu sınıf partisinin(proleterya)kolunu sıvayarak işçilere dışarıdan ideolojiyi pompalamasını ve onları sosyalist örgütler altında toplamasını öğütlemişlerdir. Kısaca sosyalizme giden yolun " kendiliğindenlik " halini ortadan kaldırmak ve sınıf partisi altında örgütlenmek amacıdır bu. Mussollini faşizmi döneminde dahi çoğu solcu işçinin gidip korporasyonlarda sağcı burjuva bürokratlara ve onların sunduğu göreceli refaha sarıldığını Togliatti'nin faşizm üzerine dersler adlı kitabında okuyabiliyoruz. Bir diğer sebep olarak ülkemizde 80 darbesini dar kapsamlı yorumlayarak gerçek anlamda amerikan emperyalizminin etkisini abartarak asıl yerel burjuvazi oligarşi partilerini ve onların sermaye tekellerine gerekli tepkiyi vermeyen sekter sol partilerin yıllardır süren it dalaşıdır. Oysa bizi sömürenler amerikadan ve avrupadan gelmiyorlar , bilakis sermayenin patronları uzanmış bizi kendi yataklarımızda bekliyorlar.