eclipse

entry85 galeri video1
    25.
  1. ilk iki kitapta bella-edward aşkını öğreten yazarın, tutulma ile bu aşkı bambaşka bir boyuta taşıdığını düşünmekteyim. bizim bakış açımızın da içne ettiği kanısındayım.

    --spoiler--
    tutulma'yı okurken elbette ilk iki kitabın etkisiyle bella - edward aşkına odaklanmış olarak okuyoruz. halbuki yazar bambaşka bir bakış açısı yaratıyor bu kitapta. ropörtajlarından bildiğimiz üzere edward stephenie meyer'in kendi hayal dünyasındaki mükemmel erkeğin karakterize edilmiş hali. bu kitabın da yine edward'ın ne kadar mükemmel bir erkek olduğunu vurgulamak istercesine yarattığı bir kurgudan ibaret olduğunu düşünmekteyim.

    öyleki stephenie meyer'in sigmund freud öğretilerini sular seller gibi ezberlemiş bir yazar olduğu kanısına da vardım.

    freud'un;

    "hiçbir erkek, cinsel ilişki kurmak istemeyeceği bir kadınla yakın arkadaş olmaz"
    "otuz yıldır insan ruhunu inceliyorum, henüz kadınların ne istediğini anlayamadım"

    önermelerinden yola çıkan yazar, bella'yı ne istediğini bilmeyen, anlama ve idrak yeteneği kıt bir karakter olarak karşımıza çıkardı.
    edward tüm bu kusurlarına rağmen bella'yı sevdi, vazgeçmedi, iradesini kaybetmedi, aşkına sahip çıkan oydu, bella ve aşkı adına olgun ve düşünceli bir erkek imajını bozmadı. kitapta tutarlı tek kişi edward'dı.

    stephenei meyer'in artık kendini tatmin ettiğini düşünmemek elde değil. yalnız, psikoloji bilgisine diyecek bir lafım olamaz.
    böyle olunca bella'ya kızıyorsunuz, jocob'tan nefret ediyorsunuz ve sonuç olarak edward'a yine insan üstü bir canlı olarak bakıyorsunuz ( hiçbir erkeğin gösteremeyeceği sabrı gösterdiği için) ki zaten yazarın amaçladığı da o.
    --spoiler--

    yine de tüm bu psikolojik oyunlar, kitabın ağzımda bıraktığı acı tadı hafifletmiyor. sevmedim, midnight sun'a kadar da sevemeyeceğim. *
    1 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük