uuserlardan denemeler

entry106 galeri
    57.
  1. stoklarla sınırlı nefesimi kötü günlerime saklamak isterdim; yaşadığım andan daha kötüsünü bulamadım. bu kadar karamsar olmak istemezdim; bu düşünceden öteye iyimser olamadım ve tuzaklara kapılır gibi yapıp avcıları kandırmak isterdim; hep saniye farkıyla yakalandım. hep saniyeler kandırdı beni, takılıp kalan zamanlar, geçmek bilmeyen; tık tık...tık diye. üç noktalar yakalattı beni kadere ve kaderin uykulu nasihatlerine. dinlerken uykum geldiğinde kırbacı gelirdi hasta zebaninin, yarı-uyku cehenneminde. uyuyana atılan, bir bardak suydu da yarı-uykuluya bu kırbaç neyin nesiydi?! yapma etme adalet denen sakallı zebella! biliyordum elbet farkımı, ama bu kadarı fazlaydı bir hasta için; ben sadece kusmuk kokan şartlandırılmış beşervarilere dişe diş muamelesi yapmıştım; ama siz dişe, o dişi kırarak; göze, o gözü oyarak karşılık verenler! ya siz! siz bile bu kavramları şekillendiren tanrı'yla işbirlik içerisindeyken ben kime sığınayım...sığınmak için konuşmak gerek ve konuşup ikna etmek, ikna edilecek birileri gerek ki bu kişi güçlü, çok güçlü olmalı, çok zeki ve iriyarı olmalı, sihirli sopası da olmalı alevler çıkaran bir ejderhayı üç dört komutla yönetebilmeli, nerede hani?

    yine kırbaç geldi, -ahh, seni lanet zebella vurma artık!;

    yeter bıktım, yumruğumda nefret biriktikçe rengi azalmakta, renkler ve duygular bağdaştırılırken ben nefreti duygulardan dışlamaya başladım, duygusuzluğun körlüğüne atılımlar yapan "ben" girişimcilik adına ödül bile bekliyorum, başarıya imza atmak sadece üç dört zebelle devirmek değil; bu zebelleleri ibret-i aleme sunmak! nefretin kudretine eğilin ey köpekler! ah, köpekleri çok severim.

    (bkz: saçmalamakta sınır tanımamak)
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük