ülkemizde hiç bir şeyin aslını araştırmadan, sağdan soldan duyduklarıyla ahkam kesebilen tonla insan olduktan sonra, hayattaki en berbat yaratıkmış gibi gösterilmesi çok kolay olan şahsiyettir michael jackson.
hakkında açılan bütün davalarda suçsuzluğu kanıtlanmıştır. 'parası olmasaydı kazanamazdı, davayı kazanayım derken servetinden oldu, dibe vurdu, ahanda bak koca malikanesini bile sattı' gibisinden tonla laf dolanmakta halen etrafta. sanılanın aksine servetinden falan olmamıştır. gayet iyi durumdadır ve parasızlık yüzünden elinden kayıp gittiği söylenen neverland adlı malikanesini de, kendisi bilerek ve isteyerek bankaya bırakmıştır. zaten yeni evinin fotoğraflarını görüp, fiyatını da duymuş olanlar ne demek istediğimi gayet iyi anlicaklardır.
ırkçı diyen arkadaşlara belirtmek isterim ki, kendisi zenciler diye tabir edilen halka maddi manevi tonla yardımda bulunmuştur. ve hala daha ten rengini de zevkinden açtırdığını düşünen insanlara şaşıyorum. michael jackson o dönemde bunun açıklamasını yapmakta her ne kadar biraz geç kalmış olsa da kendisi vitiligo hastasıdır. hastalığının ilk dönemlerinde vücudundaki beyazlayan kısımları koyu renkle kapatmaya çalışsa da ilerleyen dönemlerde bu mümkün olmamıştır. vücudundaki beyazlıklar kendi renginden daha fazla bir alan kaplamaya başladığından itibaren bu sefer de açık renk sürerek koyu renk olan kısımları kapatmaya çalışmıştır. ve nedense bu bir suçmuş gibi işleniyor her yerde. siz bir dünya starı olsaydınız, sahneye eminim ki iki ayrı renge bürünmüş şekilde çıkmak istemezdiniz.
burnu inanılmaz bir alay konusudur ki onun da aslı bilinmemekte. ilk burun ameliyatını nefes almasıyla ilgili bir problemi yüzünden mecburiyetten yaptırtmıştır. sonradan şekliyle oynamaya devam etmiş olabilir,ki bu kimseyi ilgilendirmez. güzel görünebilmek uğruna defalarca bıçak altına yatan ünlüler var ama nedense hiç birisi michael jackson kadar suçlu görülmüyor.
kendi çocuğunu pencereden aşağıya saatlerce sarkıttığı yönünde çıkan haberlere inanıp da orda burda 'manyak bu herif ya' diye konuşan arkadaşlara da sormak isterim; hiç adam gibi bir kaynağa başvurup da neyin ne olduğunu öğrenmeye kalkıştınız mı? he michael jackson çok mu umrumda da oturup onun için araştırma yapıcam diyebilirsiniz. madem ki bu adam sizi ilgilendirmiyor, gazetenin arka sayfasında yazan iki gubidik yazı yüzünden gidip de sağda solda da konuşmayın o zaman bu adam hakkında.
sanıldığı gibi çocuğunu atıp tutmuşluğu, sarkıtmışlığı yoktur hiç bir yerden. gerçek görüntüleri izleyenler zaten biliyordur. ama yine de ufak da olsa açıklama yapıcam bu konu hakkında. dünyaca ünlü star olduğunuzu düşünün. evinizin önünde yüzlerce insan toplanmış durumda ve adınızı haykırıyorlar. çıkıp bir selam veriyorsunuz, sonra içten bir gülümseme.. bunun ardından çocuğunuzu onlara göstermeniz için yalvarıyorlar. siz de çocuğunuzu sımsıkı kavradıktan sonra balkondan kalabalığa doğru gösteriyorsunuz. ama saatlerce değil sadece '3' saniye. dikkatinizi çekmek isterim, sadece '3 saniye'.. evet işte bütün suçu buydu michael jackson'ın. çocuğunu görmek isteyen hayranlarına büyük burunluluk etmek yerine onlara 3 saniyeliğine de olsa çocuğunu göstermek.. ama bu olay çok zeki kameramanlar sayesinde topluma saatlerce sürmüş gibi yansıtıldı. olaydan bir gün sonra michael jackson'ın bu konuyla ilgili; 'evet o şekilde göstermeye kalkışmamalıydım belki de. sonra düşününce ben de hatalı olduğumu farkettim. herkesten özür diliyorum. ama tek amacım orda çocuğumu görmek için bekleyen insanları, isteklerini yerine getirerek mutlu edebilmekti.' şeklinde açıklama yaptığını da belirtmek isterim. ki bence yaptığı şey kesinlikle bir hata değildi.
daha yazılması gereken çok şey var aslında. isterdim ki kurduğum bütün cümleler onun müziğiyle, yeteneğiyle alakalı olsun. ama dayanabileceği hiç bir belgesi olmadan başkalarına bok atmaya meraklı o kadar insan var ki, adamın müziğinden çok bunlar yer tutuyor ne yazık ki.
son zamanlarda zavallıymış gibi bahsedilmesi de ayrı bir olay. hala daha onu delicesine sevip, destekleyen, takip eden milyonlarca hayrana sahip olması, hala daha sokağa adım attığında görüntü alabilmek uğruna bir taraflarını yırtan binlerce gazeteci, televizyoncunun peşinde koşuyor olması, hala daha hayvan gibi para kazanıo olması ve en önemlisi de bütün dünyanın tanıdığı bir sanatçı olması eminim ki michael jackson'ın bir zavallı olmasında büyük rol oynayan etkenler. 'ucube' olduğunu söyleyen arkadaşlara da selam ederim burdan. bi gel bakalım, yüzlerce kamera, senin binlerce açıdan fotoğrafını çeksin. hiç mi çirkin çıkmicaksın bir tanesinde bile?
insanlar hala daha bu adamın üzerinden bişeyler yapmaya çalışıyor. herhangi bir sanatçının herhangi bir fotoğrafı gazetelere basılırken nedense bu adamın, binlerce fotoğrafı arasından en kötüsü bulup çıkartılıyor. sonuç olarak benim görüşüme göre ucube falan değildir. aksine gayet de hoşuma gitmektedir tipi.
tek bir cümleyle anlatmak gerekirse bu adam yaşayan bir efsanedir.
ve her şeyden önce,onunla aynı dönemde yaşama şansına sahip olduğumuz için gerçekten özel insanlarız...