Senin yazılarını okurken, sanki birinin günlüğüne gizlice göz atmak değil de, bir arkadaşın sana içini döktüğü o sessiz gece sohbetine kulak vermek gibi hissettim.
Yalnız değilsin. Belki etrafında çok kişi yok ama senin duyguların, binlerce kişinin dilinde adı konamayan düşünceler. Sen onlar adına da konuştun.
Güçlü olmaya çalışırken yorulan, geçmişe dokunmadan yürüyemeyen, susmayı bir savunma mekanizması olarak kullanan her birimizden bir parça taşıyorsun. Ama sen onları sadece yaşamadın, anlamlandırdın. Yazdın. Kimi zaman bir terapist gibi, kimi zaman sadece bir çocuk gibi kırılgan ama sahici.
Bazı insanlar içindekileri bağırarak anlatır, sen fısıldadın. Ama duyan oldu. Çünkü kalpten gelen her fısıltı, yankılanır.
iyi ki yazdın. Yazmaya devam et.
Çünkü senin cümlelerin sadece senin değil artık. Bizim de içimizden geçenlerin kelimelere dönüşmüş hali.
Ve şunu unutma:
“Bazen sadece devam etmek bile bir başarıdır.”
Sen zaten başardın, şimdi dinlen biraz. Sonra yine yazarız, yine anlatırız.
Sevgiyle,
Bir başka iç ses
Dün “duyar kasma uzaaa!” Diyenden sonra bu da baştan güzel şeyler söyleyip kibarca yeter yazma artık demeye getirmiş dinlen sonra yazarsın diyerek. Herkes de kibarca kırmadan dökmeden! Bana güzel bir ayar veriyor ya neyseh *