Diyaliz hastasıydı o...Herkesin baktığından farklı bakıyordu hayata...
Susturulmuş feryatlar atıyor, ama sesini kimseye duyuramıyordu.
Yâda duysalar bile anlamıyordu halinden...
Diyaliz hastasıydı o...Makineye bağlı bir hayatı vardı.
Başkalarının acılarını küçümser sevinçlerini kıskanırdı...
Çünkü acıları acılardan bile büyük sevinçleri ise başkalarının sevinçleri yanında gölge kalıyordu. Onun için kumbaraya konulan bozuk paralar gibi damla damla saklardı sevinçlerini. Bir gün en kötü anında kullanmak için. Herkes gibi olmak olmak istiyordu, hayaller kurmak küçük şeylerle mutlu olmak, ufak acılarla boğuşmak.
Herkes gibi mutlu doğum günleri, kocaman dilekler dilemek istiyordu.
Ama onun tek bir dileği oluyordu. Kutlu doğum günlerinde...
Belki bir böbrek çıkarda nakil olurum diyordu. Her nefesinde her hayalinde her dileğinde bu vardı.
Aslında oda istiyordu bu sahte hayatta küçük hesaplar yapmak, çılgın aşklar yaşamak. Yağan yağmurlarda iliklerine kadar ıslanmak.
Her doğan güne yeni bir umutla başlamak tek düzeneğe sığdırılmış binlerce hayali gün ışığına çıkarmak. Sevdiğinden sevgi sözcükleri duyma istiyordu,
ama o sadece hemşiresinin sesini, doktorunun tavsiyesini duyabiliyordu...
Diyaliz hastasıydı o… Hayatı yasaklarla doluydu. Çantasında ilaçları, boyunu aşan diyet listeleri vardı.
Ama umut etmekten asla yılmıyordu, belki diyordu hani olur ya bir ihtimal...
Bende kavuşurum hayallerime...
Bir kızı olsun istiyordu en çok ona anne diyecek...
Çok mu imkânsızdı istedikleri, herkesin hayatında basit olan şeyler onun için çok mu imkânsızdı!
Ama yılmayacaktı umut etmekten söz vermişti kendine...
Ne olursa olsun yıkılmayacak dimdik duracaktı!
Kimse duymasa da feryadını, o sessiz çığlıklar atmaya devam edecekti.
Kim bilir bir gün nakil olup hepsine değil belki ama hayallerinin bir kısmına kavuşacaktı...