çember sakal

entry15 galeri
    14.
  1. istanbul teknik’te oluyorum o vakit.. balat’ta restorasyon dersinin uygulamasını alıyorum.. okul bitti, bitecek..

    Ders zaten çok zor, ölüm kurası, takılırsan okul uzuyor.. ruhi diye bir hıyarla ortak alıyorum dersi, hoca çift çift ayırmış bizi.. gittik adrese.. bir dükkan, ayakkabıcı, sahibi okuldan geldiğimizi biliyor. Dükkana şöylece bir baktım, alttan bizans kalıntıları ortada görünüyor. Çalışmalık ama ne çalışmalık. Çok güzel bir yapı.. su içinde 500-600 senelik yapı..

    Adam çember sakallı, dükkanın üst katını şahsi mescit yapmış. Gittim, baktım, duvarlarda 200-250 senelik kalem işi işlemeler. Nasılsa boyatmamış da amca, orijinalliğini koruyorlar.

    Bu mal başladı, çember sakallıyla “allah var mı” tartışmasına. Ulan, sana ne.. ben elimde şerit metre, koyun gibi bekliyorum. Herif dördüncü dakikada falan bizi kovdu. Arkadan da hocalara telefon etmiş, şikayet etmiş bizi..

    Ben 9-10 gün sakal saldım. Afet-i devran bir kızla çıkıyorum, o aralar; saçları falan yapıştırdım, kızı kaybetme riskini de alarak gittim kıza sordum, “nasılım?”… kız “tipinden tiksinti geldi, ay bu ne” falan deyince ikna oldum, yıldırım hızıyla balat’a gittim. Dönüşte nasılsa alırız gönlünü.. artık o kadar yakmışım gemileri, gidiyor ders..

    Esselaaaaamun aleyküm diye girdim, bu zoraki selam aldı. Lokumu uzattım, “özür diliyorum amcam” falan.. beş dakika geçti, “amca ikindi kaçmadan bir farzını kılsa mıydım?” Dedim, adam gülücükler atıyor, yukarıda kıldım, “sen çalış bari, bölmeyeyim yavrum” falan dedi. Ben zrrrrrt diye çıkarttım metreyi, hazır zaten.. rölöveleri pat pat aldım, gittim bilgisayarda temize çektim. Çok şükür tek rölöve ile hocanın kabul edebileceği bir proje çıkarttım da, o bela dersten kurtuldum..
    1 ...