Sana geldim istanbul, yorgun ve uykusuz,
içimde bin telaş, ellerim boş, susuz.
Bir martı çığlığında düştüm koynuna,
Dalgalara bıraktım eski bir ruhsuzluğu.
Sokaklarında yankılandı eski bir türkü,
Tarih fısıldadı taşların yükü.
Köprüler kucak açtı, yollar sardı,
istanbul, sen beni yıllarca bekledin mi?
Gözlerimde denizin mavisi yandı,
Ezanda, vapurda, rüzgârda kaldı.
Her köşe başında ayrı bir hikâye,
Her kaldırımı bir ömür sakladı.
Ah istanbul, büyük yalnızlıkların şehri,
Gizli sevdaların, bitmeyen düşlerin.
Ben sana geldim, sen beni anladın,
Sonsuzluğa açılan eski bir kapıydın.