"ne diye o iki eskimiş teyzemi alıp getirdim size? sen istedin belki, ama niye? ah, şimdi kimbilir ne kadar sıkılıyorsundur. biliyorum, o kırmızı, yakası açık giyiminlesindir; nazlı bir kırmızı lale gibi utangaç, sevinçli, kederli, ortalarda salınıyorsundur. öyle ya, az sonra kız istenecek; susulacak, konuşulacak, gülünecek, sözde düşünülecek; belki de söz kesilecek. kolay değil. "kızınızı oğlumuza istiyoruz" denilecek. onlar sana bakıyorlardır. biliyorum, sen kimselere bakamıyorsun. ama kimbilir ne güzel bakamıyorsun."