(...)
ne olursa olsun, belli bir senaryoya göre oynuyoruz yaşam denilen bu oyunu, ve ne yazık ki, senaryoda ana kahramanlar olaylar, bizler ise sadece figuranlarız.
masamın üzerinde olaf'ın hediye ettiği telefon şeklinde bir müzik kutusu var, alttaki kurgusu kurulduğu zaman herhangi bir şarkıdan belli bir temayı metalik seslerle sürekli olarak yineliyor. bu müzik kutuları bana hep hüzünlü gelmiştir, kurarsınız, ilk başta çok hızlı çalmaya başlar, sonra kurgunun sonuna geldikçe giderek yavaşlar, tonlamalar ağırlaşır ve müzikteki tema bitmeden herhangi bir notada şarkı durur. sonra parmağınızla ittiğinizde yeniden canlanmışçasına iki üç nota daha tınlar ve yine durur. yaşamım da bir müzik kutusu gibi. kurgusu bitti, kimi zaman birileri iteliyor, bir iki nota daha çalabiliyorum, sonra yine duruyorum. taa ki bir başkası çarpıp yeniden bir iki notalık devinim kazandırana kadar. **