kendi tecrübelerimi anlatmam gerekirse öncelikle aklıma gelen her şeyi söylemeyi sevmiyorum. bir soru sorulmuşsa başka konulara sapmadan onun cevabını vermek istiyorum. yada sosyal medyada gördüğüm komik bir şeyi anlatmak istiyorsam, başka bir konuya sapmadan onu anlatıp geçmek istiyorum. tanıdığım diğer insanlar böyle değil. onlar özel şeylerini anlatmadıkları sürece akıllarına gelen her şeyi anlatıyorlar.
benim bir kekeme olarak bir şeyler anlatmak istesem de anlatacağım çok bir şey yok. örneğin mülakatlarda kendimi anlatırken kısa konuşurum, bir soru sorulduğunda birkaç cümle kurarım ve o konuya bağlı yan bilgiler benim aklıma gelmez. aslında aklımdadır, kendi halime düşünürken aklıma geliyor fakat konuşurken sanki karşı tarafın vaktini çalmak istemiyormuş gibi az konuşmaya çalışırım.
ikincisi tabiri travma. ben 10 yaşımdayken kekeme oldum ve nasıl olduğumu hatırlamıyorum bile. 10 yaşımdan üniversite mezuniyetine kadar çok fazla konuşma zorluğu çektim ve çok az konuştum. büyüdüğüm mahalle çok güvensiz bir mahalleydi ve ben de güçsüz bir çocuktum. liseyi bitirene kadar çok fazla zorbalığa uğradım. efendi çocuk olarak fazla maceralara girişmedim. üniversitede ise maddi imkansızlıklar ve psikolojik rahatsızlıklar yüzünden başımı kaldıramadım. sunum yaparken zorlanıyordum. ve arkadaşlıklarımı da sürdürmekte zorlandım. daha sonra 3 senelik iş tecrübem oldu. bunlarda asgari de olsa para kazanınca özgüvenim biraz yerine geldi fakat bu seferde iş yaşam dengesini tam olarak oturtamadım. iş sürecim boyunca da minimum konuşarak ay sonunu getirmeye çalıştım.
yani genel olarak maddi imkanları iyi bir ailede ve güvenli bir mahallede büyüsem sanki her şey hallolacaktı. şu an da hala kekemeyim. fakat en azından kendimi iyi hissettiğimde karşı tarafı yormadan konuşabiliyorum.