21 şubat 2009 gençlerbirliği fenerbahçe maçı

entry21 galeri
    16.
  1. Şimdi ben hasta bir Fenerbahçeli olarak, bu konuda konuşmak istiyorum. Bu yazı Gençlerbirliği mağlubiyetinden hemen sonra olmasına rağmen, bu mağlubiyet üzerine yazılmış bir yazı olarak düşünülmemeli. Bu yazı daha bu sezon maçlar başlamadan önce de yazılması gereken bir yazı, kaldı ki o zaman site yoktu, şimdi içimizi dökebiliriz.

    Geçen sene Avrupa'da tarihinin en büyük başarısını yakalayan bir Fenerbahçe vardı. Bu sene ise gerek ligde, gerek Avrupa'da hayal kırıklığı yaratan bir Fenerbahçe... Şimdi efendim, ne oldu da takım bu hale geldi? Yavaş yavaş anlatalım.

    Öncelikle geçen sene Fenerbahçe'de gerçekten başarılı olan, bunla kalmayıp yokluğu sıkıntı yaratacağı bal gibi bilinen kimseler gönderildi. ilk akla gelen iki isim, Zico ve Aurelio. Özellikle Aurelio, geçen sene mükemmele yakın mücadele etti. Takım savunması oldukça iyi olan, adam paylaşımını iyi beceren bir Fenerbahçe vardı ki golleri zaten genelde kendi kalelerine atan bir Fenerbahçe vardı. Geri dörtlü iyiydi, önlerindeki Aurelio-Deniz, Aurelio-Selçuk ikilileri gerekenleri yaptı. Formda Deivid ve Uğur'la da Fenerbahçe başarı elde etti. Şimdi bakıyoruz, bu sene tek değişiklik kadrodaki, Aurelio-Emre değişikliği. Bir de Güiza durumu var, ona da değineceğim.

    Aurelio niye gitti? Diyolar ki, parada anlaşılamamış, menajer şöyle böyle yapmış, bilmem ne. Fenerbahçe ön liberoya Vieira'yı da alsa, tam olarak oturabileceğinden şüpheliyiz. Takıma bu kadar uyan bir oyuncunun para nedeniyle gönderilmesi komik. Dünya kadar para verilen Emre'ye verilen paranın üçte biri verilse böyle olmazdı bu işler. Bir de Josico diye bir adam alındı tabi. Maldonado'yla yola devam edildi. Emre, Josico alınmasa, Maldonado gönderilse hem Aurelio'yla takım rahatlayacak, hem de parası cebinde kalacak Fener'in. Ayrıca iki yabancı alma hakkı doğacak düşünebiliyor musunuz?

    Bir de Güiza var tabi. Kaç yıllık futbol hayatında bir sene parlamış golleriyle. Oynadığı takım da bizim Anadolu takımı dediğimiz takımlardan. Şimdi düşünün, böyle takımlarda gol kralı olmuş oyuncular büyük, şampiyonluk hedefi koyan, sert savunmalara maruz kalan takımlarda ne kadar oynayabilir? Bir Zafer Biryol, bir Okan Yılmaz, bir Serkan Aykut, bir Cenk işler örneğidir bu Güiza. Ve sen dünya para veriyorsun bu adama. Rakibin Galatasaray da sene başında bence ihtiyacı olmamasına rağmen son gün Baros'u transfer ediyor. Ben Fener'den beklerken Galatasaray yapıyor yani transferi.

    Serdar Kulbilge de Volkan'ın formsuzluğu durumunda takımda oynaması gereken bir kaleciydi. Serdar'ın Fener'de kaç hatalı gol yediğini söyleyebilir misiniz? Bir Trabzonspor maçında yediği gol diyebilirim. Bunun dışında yok denecek kadar az. iyi kaleci, yenecek golü yer, yenmeyecek golü yemez. Volkan'da, Rüştü'de bunlar yok.

    Aragones'e değinmeye gerek bile yok. Dendi ki disiplin yok Dede gelsin. Dede bir geldi, direk soyunma odasına giden oyuncular, seyirciye el kol yapanlar, agresif oyuncular çıktı ortaya. Adam sert bir adam diye geldi. Sertlik önemli değildir, saygıdır önemli olan. Zico'ya saygı vardı, bir kere adam dünyaca ünlü bir futbolcuydu. Futboldan anlıyordu, takımda kırgınlık yoktu, disiplin vardı o zaman takımda. Sahadayken bir kere takım disiplinli bir görüntü çiziyordu. Ama yok, neymiş tercüman Samet şut atıyormuş anternmanlarda, disiplin yokmuş. Vay be... Artı, adam Fenerbahçe'ye böyle bir zafer yaşattı. Bakın Daum dediğiniz adam, Fenerbahçe'de Tuncay Şanlı, Anelka, Nobre, ön liberoda Aurelio-Appiah varken Fenerbahçe'de başarılı olamadı, kimse masal anlatmasın. O zamanki Fener'in yedeklerine bakın, şimdi bakın. Kulübede Burak, Ali Bilgin, Maldonado, ilhan Parlak, Can Arat var.

    Yönetimin şapkasını önüne koyması lazım. Bunun için çözümler var elbette. Sezon sonunda Maldonado, Josico, Burak Yılmaz, Önder Turacı, Güiza gibi oyuncular takımdan ayrılmalı. Can kiralık verilebilir, Emre iyi bir yedek olabilir. iki tane iyi yabancı futbolcu alınmalı. Gerekirse Edu da satılıp, yerine daha oturaklı Popescu gibi bir adam alınabilir. Bu iki yabancı oyuncu forvet ve ön libero mevkilerinde olabilir. Türk oyuncular alınmalı. Burda diyebilirim ki , eğer ikna edilebilirse, Aurelio ve Nobre Fenerbahçe'ye dönmeli. Aragones kesin olarak takımdan ayrılmalı ve takıma Türk bir hoca getirilmeli. Her şeyden önemlisi bu hocaya güvenilmeli. Zamanında Daum'a, şimdi Aragones'e nasıl güvenilmişse... Bu hoca için tavsiyelerim Aykut Kocaman, Rıdvan Dilmen'dir. Hatta ikisi de takımın başına getirilebilir. Rıdvan takımda menajer olarak durabilir, veya yardımcı antrenör olarak Aykut Hoca'yla tartışır, konuşur. En azından lig lideri Sivasspor'un hocasını tanır bu adamlar. Aragones gibi davranmazlar. Avrupa için listeye almadıkları Deniz Barış'ı oynatmaya kalkmazlar. Takım gerideyken, ve rakip takım 10 kişiyken 2 forveti çıkarıp, 1 forvet 1 orta saha oyuncusu almazlar.

    Daha çok var denmesi gereken şey. Ama bunlar şimdilik ilk olarak aklıma gelenlerdir.
    3 ...