Rüzgârın fısıldadığı bir akşamüstü,
Denizin yorgun dalgaları vururken kıyıya,
Sen, hüzünle gülümseyen bir düş gibi,
Sessizce oturuyordun, gözlerin uzaklara…
Saçlarına dolan sonbahar yaprakları,
Zamanın solgun anılarını hatırlatıyordu,
Gözlerinde bir yudum hüzün, bir yudum özlem,
Kim bilir hangi bahardan kalmış bir sevdaydı bu?
Gecenin koynuna çekilirken gün,
Bir martı kanat çırptı kimsesizliğe,
Ve ben, sana söyleyemediğim her kelimeyi,
Rüzgâra emanet ettim, belki duyar diye…
Sen hâlâ oradaydın, denize bakarken,
Düşlerin dalgalarla kayboluyordu,
Ve ben, seni izlerken anladım ki,
Bazı insanlar manzaranın ta kendisiydi…