bu konularda deneyimli biri olarak konuşuyorum:
bir devlet görevlisi isterse bir yabancı dili mükemmel derecede bilsin, açık oturum toplantılar haricindeki uluslararası görüşmelerde teamül gereği ana dili dışında bir dili konuşmaması daha doğrudur.. şu nedenlerle:
1. ana dil dışında başka bir dilde, hele de karşı tarafın ana dilinde iletişim sağlamak, diplomatik dilde muhatap devletin kültürel hegemonyasına boyun eğmek anlamı taşır. kişinin elini diplomatik anlamda çok zayıflatır.
2. diplomat, muhatap dili mükemmel derecede bilemeyebilir, zorunda da değildir. yürümek kelimesine karşılık gelebilecek, ingilizce'de 10'dan fazla kelime vardır. diplomat ya da siyasi figür filolog değildir, bunu bilmesine gerek yoktur. hele de teknik terimler zaten, çok daha risklidir. neyi, nasıl ifade ettiğini ve karşı tarafın neyi kast ettiğini risk almadan anlayabilmek için tercüman kullanmak şarttır.
3. tercüman demek, devletin resmi memuru demektir, yani bürokratik nizamdan gelmektedir. hadi, kendisi devlet başkanı, vicdanı ve millet iradesi dışında hesap vereceği üst makam yok ama her bürokrat, her politikacı, her asker, her belediye başkanı, kafasına göre gidip de yabancı bir figürle, bir büyükelçi ile, dış işleri bakanlığına bilgi vermeden ne konuşuyor, neyin pazarlığını yapıyor, devlet bunu nereden bilecek? bana kalırsa, daire başkanı sıfatı ve üzerindeki her memurun, yabancı bir temsilci ile bütün konuşmaları kanuni olarak resmi tercüman nezdinde olmalıdır.
4. cumhurbaşkanı değil, hesap vereceği üst makam olan görevliler için konuşuyorum, tercüman kullanımı başka sakıncaları da engeller. yarın bir gün, bir kişi çıkıp da devlet görevlisi aleyhine iftirada bulunursa, görevli kendisini nasıl izah edebilir? bir kayıt, bir şahit, bir sayfalık bir bilgi notu her zaman olmalı..
bence yabancı dil konuşmamakla, gerçek bir devlet adamına yakışır bir iş yapıyor.