herkes istiyor da zenginliğin şükrünü eda edemezsen hesabını ödeyemezsin, hiç bunu düşünen yok.. aslında vebal istiyorlar, sorumluluk istiyorlar, pek çok kişinin hakkını istiyorlar ve ne istediklerinin farkında değiller. mevcut haline sabretmeyen fakirle, şükretmeyen (malındaki fakirin payını vermeyen, hayır hasenat yapmayan zengin) zengin ilahi rıza yönüyle aynı sorumlulukta. hatta zengin daha çok sorumlu, bilmiyorlar. toplum içindeki yaşantıya özenip zenginler gibi yaşamak istiyoruz. o yaşamın sorumluluğu var. hesabı var. hak var. yerine getiremezsen eyvah..
şimdi bu satırlara bakıp fakirlik edebiyatı kasıyorsun diyenler çıkacak, hayır, ne alakası var? ikisi aynı şey değil. fakirin helalinden çalışıp zenginleşmesi ve onu yerli yerinde kullanması teşvik edildi. hak etmesi istendi. ya eğer haketmiyorsan? ya sen bunu hak etmiyorsan? her zenginlik verilen hak ediyor mu ki? hayır..
malının zekâtını vermeyen, istihdama katkısı olmayan, parasını faizde tutan, ultra lüks ve sefahat içinde yaşayıp garibanlari koruyup kollamayan, sosyal adaleti gözetmeyen zenginlerin vay haline..
