hiçbir zaman kendini 'usta' olarak görmemiş, kendine usta diyenleri de, 'deneyimli çırak' diyelim, şeklinde uyarmıştır.
avrupa yakasında oynamasına gelince, kendisi de defalarca söylemiştir; tiyatrosunu yaşatabilmek için oynamak zorunda olduğunu.
bugün bu ülkede yıllarını sahneye vermiş bir sürü insan, tiyatrosu batmasın diye, birçok istemediği ve istenmediği şeyleri yapmak zorunda kalıyor, bunları unutmamak gerek.
türkiye'nin gelmiş geçmiş en büyük oyuncusudur diyemeyiz elbette ama o bir ustadır, çünkü sahnede durabilmiştir, silinmemiştir ve aynı şekilde bir sürü insana, sahnede nasıl durulur, seyircinin gözünün içine nasıl bakılabilir? bunu öğretmiştir, tiyatronun dünyanın en zor mesleklerden birisi olduğu bir yana, bu ülkede 'sanat' olduğunu kabul etmeyenler ya da bihaber olanlar varken, daha böyle çok ustamız, hak ettiği yeri bulamayacak ve hep öldükten sonra anılacaktır malesef.
