herkese mavi boncuk dağıtan insan

entry22 galeri
    18.
  1. kısaca ümit vermek. bu sadece gönül işlerinde değil mesela ticaret gibi hayatın çok başka yönlerinde de olabilir. patronların, bazı saf işçilerin arasında böyle pohpohladıkları, çeşitli kelime oyunlarıyla senelerce köle gibi çalıştırıp diğerleriyle hemen hemen aynı maaşı verdiği dolu eleman var. ister ima yoluyla ister söz vaat taltif ve süslü kelimeler kullanarak ister sürekli moral motivasyon adı altında veya başlıktaki ana konu kadın erkek ilişkilerinde karşı cinsi sanki sevgili yada eş olacak şekilde aldatmak kandırmak duygularıyla oynamak ümitlendirmek en hafif tabirle alçaklıktır şerefsizliktir. ister kadın ister erkek ister başkası. bunun farklı versiyonu da ilişki yaşamak. kişinin niyeti aslında en baştan ayrılmak terketmek gitmek yada arkasına bakmadan kaçmaktır, fakat bunu ilişkinin başında karşı tarafa belli etmez, hiç renk vermez, asıl niyetini daima gizler, ilişkiyi neticeye vardıracak tüm yolları bilerek kullanmaz, sebeplerin arkasına sığınır, ağırdan alır, oyalar, seviyormuş gibi yapar, illa cinsellik yaşamasına da gerek yoktur, gönül eğlendirir, takılır, o dönem hayatındaki boşluğu bu kişi ile kapatır, sonra bir bahane bulup nerde gördüm benseni misali sırra kadem basar, sudan bahanelerle ilişkiyi sonlandırır ilgisiz alakasız soğuk davranışlar sergiler veya ya kibarca yada alenen çeker gider. nasıl olsa gençtir daha, zaten 30 a 40 a kadar evlenmeye niyeti yoktur. hatta bazıları her ilişki evlilikte taçlanmak zorunda mı der, ilişkinin retoriğini kendince belirler felsefik altyapısını da hazırlar ki kimse beklenti içine girmesin o da rahatça kadını / adamı aldatsın keyfine baksın zevkini çıkarsın hayattan haz alsın gününü gün etsin. o da aptal olmasaymış der. diyorlar bunları duyuroruz. toplumsal kurallar da neymiş? bunlar kimin umurunda ki? aş kendini diyorlar anı yaşa diyorlar gerici diyorlar bağnaz diyorlar tabuların var senin diyorlar bide aşşağılıyor hakaret ediyorlar. yeni yetmeler ne diyorlar buna? toksik ilişki. özellikle daldan dala konan kazanova zamparalar yapıyor bunu. kariyerli başarılı güçlü kendi ayakları üzerinde duran diye adlandırdığımız kadınları avlıyor bu herifler. bundan muzdarip pek çok kadın yoga ya sığınıyor meditasyon yapıyor arınmaya çalışıyor nirvanaya ulaşmaya uğraşıyor spor yapıyor olmadı astrolojiye sarıyor garibim. napsın kabullenemiyor hazmedemiyor bu alçaklığı. bilmiyorki herifin aşk defteri kabarık, iki yalana kanıveriyor. iki tatlı söze aşık olduğunu sanıyor. karşısındakini tipine bakarak adam sanıyor, hatun sanıyor. halbuki bilmiyorki tüm bu düzenbazlıklar göz boyama, aldatma, hedefe giden yolda bir araç. şeytan çünkü, bildiğin iblis. nasıl kandıracak başka? burda aslında toplumsal kuralları hiçe sayarak ilişki yaşama peşinde koşan kadınlar da suçlu. medya algısı özenti diziler filmler zaten bu şeytani düzenin elemanları. saf cahil masum insan bir defa aldanır. aklı başına gelince de hayatın kurallar yaşanmadan ne kadar zalim olduğunu acı da olsa farkeder ona göre hareket eder bi daha da aldanmaz. bazıları ise evli. söylemiyor. yalan söylüyor. boşancam diyor. ailevi sorunlarım var diyor. karımı sevmiyorum seni seviyorum diyor öteki kadını cepte tutmaya uğraşıyor. yalan söylüyor pezevenk. daha neler neler.. bunlar da aynı bok. bazıları ise pek mahirdir ayrılırken bide muhatabını suçlar. neticede hepside aynı bokun lacivertidir. aldatan kendini iyi hisseder ama arkasında yıkım bırakır ah alır beddua alır umurunda bile olmaz. çünkü zalimdir merhametsizdir acımasızdır kötüdür vicdansızdır yavşaktır namerttir kalleştir haindir kancıktır. tüm bunları yapan erkekler de var kadınlar da var. ama erkekler çoğunlukta maalesef. çünkü kadın genellikle yapısal olarak aile kurma içgüdülerine sahip. kadın çok adam çok ya piyasada, bide adı üstünde ilişki der denedik der olmadı der yürümedi der olduramadık der. kimisi de birbirinden merdanedir, ava giderken avlanır. umulmadık şekilde çarpılır. hatta bide şimdilerde büyük bir kısmında her iki tarafta buna baştan meyilli razı ve gönüllüdür. dertleri ilişki yaşamaktır. her iki tarafta akışına bırakır birbirine taahhütte bulunmaz. fakat öyle olsa bile muhakkak herkes bu gönül oyunundan karşı tarafa açtığı yaradan payına düşeni alır. çok can yakanın bir gün muhakkak çok canı yanar ama ne zaman, işte onu şimdilerde karma dedikleri kader yani ilahi adalet belirler. ya eninde ya sonunda. hiç kimsenin yaptığı iyilik de kötülük de yanına kâr kalmaz. aldatan aldanır, kandıran kandırılır, eden bulur, bu dünya etme bulma dünyasıdır. zaman çok iyi hesap görür..
    0 ...